28 Temmuz 2010 Çarşamba

Karasu da tatil



Selam ben geldimm... nerden geldin diyen olur belki ,kısa bir tatilden geldim..
Bu sene ilk kez gittiğimiz bir yer Karasu . iki saat mesafede bir yer ben küçük ağva gibi kefken gibi bir yer olarak düşünmüştüm,ama çok farklı..belki yüz kadar pansiyon var tatil steleri ,çadır kentler,axua parklar,uzun yürüyüş caddeleri,bütün sezon açık olan yol kenarlarında sokak tezgahları...gece cıvıl cıvıl bir yer.heryer insan dolu.yazın 200 binden fazla insan oluyormuş.

Festival zamanına denk geldik bide şansa.geceleri konserler vardı .gülşen vardı benim tanıdığım daha tanıdık tanımadık sanatçılar vardı... ama bir havai fişek gösterisi vardıki görülmeye değerdi..ilk kez tam altında durduğum ve sanki üstümüze yıldızlar düşecek gibi yağdığını gördüm ve bayıldım,harikaydı.

Kumsalı bir harika deniz tertemiz pırıl pırıl..uçsuz bucaksız bir kumsal var.isteyen kalabalığa gitsin şezlong kiralasın isteyen sakin yerlere gitsin herkese yer var..
Ben herşeyimi almıştım eşim son anda bir pansiyonda yer buldu.mangalımızı hasırlarımızı şemşiyemizi felan aldım..hatta terlikleri bile aldım ama hiç gerek yokmuş bizden bile daha ucuz herşey,bütün marketler var nerdeyse en ucuz Şok marketbardaktan karpuza kadar al ve fiatlar uygun taşımaya değmez oraya kadar..Pansiyonlara pek güvenemezdim ama bizimki çok temizdi mutfağında buz dolap, aygaz var sen yalnızca bir tava ve yemek pişireceksen tencere al tabak bardak .bide tabiki çay yapmak için malzeme..banyonda şampuan ve sabun ,sıcak su var,istersen dışarda ye istersen bizim gibi mangal yap..son akşam dışarıda yedik ama keşke kendimiz yapsaydık mangal daha güzel bence..
En rahat ettiğimiz kısmı kimse kimseye dönüp bakmıyor,eşim bu konularda biraz pimpirikdir.önceleri beni kıskanırdı şimdi kızını kıskanıyor..etrafa bakar kalır ..ama orda hiç rahatsız olmadı,kızınıda rahat bıraktı.oda gönlünce yandı.
Biraz fazla yanmışlar eşim hatta çok pişmiş oldu son gün bacakları şişti zor geldik..ben fazla girmedim denize ,öyle yanmak içinde güneşlenmedim..ama herkese arada bir tatil lazım ..nekadar vücüt yorulsada cebin boşalsada kafanda boşalıyor ..

Tavsiye ederim....

fotolar bizden.. daha çok varda ikisi yeterli şimdilik.

23 Temmuz 2010 Cuma

Hayır ın hayırlısı

Anne ile 16 yaşındaki kızı pazara çıkarken hesap yaptılar.40 lira paraları vardı kızının okul harçlığı da bunun içindeydi 20 lirasını uzattı kızına yetermi dedi bu sana bir havta, yeter anne..dedi ve alacaklarını aklından bir bir geçirerek pazara yola koyuldular bu sıralarda durumları biraz sıkıntılıydı,hesaplı davranmaları gerekiyordu.

Alacaklarının çoğunu almışlardı yanında az bir para kalmıştı,domates tezgahına yaklaştıklarında,ortayaşın biraz üstünde bir kadın ın kızım ,güzel kızım bir bakarmısın sesiyle döndüler.kadın elinde el işlemesi olan havlularla genç kızın yüzüne baktı alırmısın bir tane...Eyvah dedi annesi.bu şimdi alır,huyuydu elindekini hiç düşünmeden verir .her çocuktan ve yaşlıdan bir şey alır yada bütün parasını verirdi.

Yaşlı kadın ,alırmısınız bunları yapıp öksüz torunlarımı geçindiriyorum ,başka bir gelirimiz yok ,alın teri ..al güzel kızım çeyizine koy sana hayırlı gelsin .. öyle temiz yüzlü ve sevgi dolu konuşmuştuki.anne ne yapacağını bilemedi onu üzmek de istemedi ama yok tuki...



Anne. kusara bakmayın ama bütün paramı harcadım olsa alırdım gerçekten,el işlerinizde çok güzelmiş,İnşallah satarsınız hepsini ..dedi ve işine dönmek istedi Kızı anne alalım ama çok güzel ..ne kadar teyze ,15 lira yavrum..al dedi bütün harçlığını 20lirasını verdi,kadın 5 lirayı bozdurup vermek istedi,hayır dedi gençkız, torunlarına bir şey al teyzeciğim hayırlı işler sana ..
yine yapmıştı yapacağını..
ne yapacaksın dedi annesi,hiç paran kalmadı bir havta okulda ne yapacaksın ne yiyip ,ne içeceksin..biliyorsun maaşı almaya daha var elimizdeki son paraydı..kız omuzunu silkti olsun dedi..yemem içmem evden ekmek arası yaparım.

Eve geldiklerinde anahtarı aradılar,kızı cebindeki kendi anahtarını çıkartmak için cebini karıştırdığında anahtarla berabereline 20 lira geldi..

Anne bak dedi..para var sen mi koydun..Hayır dedi anne şaşırarak,niye cebine koyayımki,sen önceden mi koydun acaba unuttun..Bilmem dedi kız ama olsaydı anahtarı koyarken görürdüm hem bu kadar param olsa unuturmuydum..yok dedi yok ..böyle bir param yoktu,eve girdiler ve eşyaları boşalttılar havluyu açıp bakınca ..ikiside..

Okadın galiba dediler, vardı onda bir şeyler Hayırdır İnşallah...Hayırdır İnşallah...

Hiç vaz geçmedi elindeki parayı dağıtmaktan ..hiç bir zaman da parasız kalmadı,bir çok kez anesi bile sıkıntıya düştüğünde sende vardır ,bana şu kadar versene dediği oldu ...

22 Temmuz 2010 Perşembe

Keşke


İçi içine sığmıyordu bir panayır zamanı daha gelmişti..Panayır ı bilmeyen olabilir, küçük kasabalarda yılın aynı dönemlerinde yapılan fuar benzeri bir etkinliktir.

Aynada kendine baktı uzun açık kumral saçlarını taradı ,okadar uzamıştıki neredeyse kalçalarına değmeye başlmıştı.3 yıldır hiç kestirmedi,o saçlarını çok beğenmişti çünkü ona ne kadar güze saçların var demişti ve o güzel gözleriyle mavi yeşil karışık gözleriyle gözünün içine bakmış,gülümsemişti.

Tam 3 yıldır geliyordu panayır a,açtıkları bir stant vardı adapazarı nda büyük iki tane mağazaları varmış buraya geleneği bozmamak için gelirlermiş çünkü babasıda dedeside gelirmişti .Panayır ın en büyük stant ıydı onlarınki en güzel kıyafetler orada asılı olurduen kalabalık orada olurdu..ama onun için önemli olan o yakışıklı delikanlının gelip gelmeyeceğiydi..

En güzel kıyafetini giydi,annesi ve kardeşiyle yola koyuldular .çok kalabalıktı yolda insanlar birbirine çarparak yürüyordu,tam 3 yıldır her panayır zamanı birbirlerine uzaktan bakıyorlar ,birbirlerini takip edip duruyorlardı,hiç yalnız yakalayamadılar hep yanlarında birileri oluyordu.

Evet onların tezgahına geldiklerinde ,gözleri onu aradı.amcası vardı ve tanımadığı bir adam daha ...yokmu diye düşünürken onu gördü oda onu gözleri buluştu ikiside seni gördüğüme çok memnun um der gibi parladı.
onun onu fark ettiği gibi başka kızlarda fark ediyordu,etrafında dolanıyorlardı,onlarla konuştuğunu gördükçe içini kıskançlık sarıyordu.öbür kızlar her istediklerini tezgahın bütün güzel kıyafetlerini alıyorlardı ...

Panayır ın 3.cü gününde mahaleden komşular ve ve akrabalar ıda vardı yanlarında ,dolaşmaya başladılar yine tezgaha yaklaştı ve yanında anesi var iken daha önce gördüğü ve oldukça pahalı olan deri bir mont abaktı ilk günden beri çok beğenmişti onu sahibi gibi çok kaliteliydi çok kız almaya çalışmış ama çok pahalı olduğu için geri vermişlerdi,az önce yine havalı bir kız onu denemiş ama babası hayır demişti..çok kıskanmıştı mont u değil delikanlının onunla ilgilenmesini kıskanmıştı..

Annesine sesine yükselterek O montu istiyorum ...anne İSTİYORUMM...annesi kızım yavaş sesini yükseltme bakarız baban akşama bakar bütçemize uyarsa olur yoksa alamayız dedi..ama tekrar sesini daha yükselterek BEN İSTİYORUM PARAMIZ VAR ÇOK ŞÜKÜR ALABİLİRİZ BEN İSTİYORUM....delikanlı bir an gözlerine baktı sonra kafasını çevirdi ...
evlerine dönme yolunda mahaleden beraber gittikleri ve başka tezgahlara ayrıldıkları nürten ablayla karşılaştılar kolundan sertçe tutup çekti...

Kız ne yaptın sen öyle ,neydi senin o şımarıklığın...o montu isterim alacaksınız diye cazgırlığın...siz gidince o çocuk ne dedi biliyormusun amcasına...

Yok amca vaz geçtim. ben bu kızı tanıdığım hiç bir kıza benzemediği için şımarık olmadığına inandığım için beğenmiştim,ama yok bu kız bana dükkanımı bile sattırır..babama artık bahsetmeyi düşünüyordum münasip bulurlarsa evlenmeyi düşünüyordum ..tamam çok güzel bir kız ama olmaz vaz geçtim ...
İlk kez ilk kez böyle davranmıştı neden öyle yapmıştı sanki kendini değerli göstermek istemişti dikkat çekmek istemişti başarmıştıda öyle dikkat çekmiştiki ...

Keşke öyle yapmasaydım keşke dedi ama artık çok geçti..o genç i birdaha görmedi gitmişti artık orda olması için hiç sebep yoktu,babası mont u almak istedi ama hayır dedi artık gereği yok..hiç gereği yok...

19 Temmuz 2010 Pazartesi

Soğuk kalp


Çok sıkıntı çekerek büyümüştü .lise ye giderken derslerinde çok başarılı oldu,fazla arkadaş edinmedi,iki arkadaş yeterliydi..SILA için...

Tenefüs zili çaldığında arkadaşı derya koluna girdi bak sana ne göstereceğim abimin düğün resimleri güzel çıkmışmı ...resimler de bir çok gülen kişiler vardı..derya,abisi, yeni gelin tanığı ve tanımadığı çok kişiler..birden gözleri birine takıldı,uzun boylu olduğu belli olan siyah, saçlı çok güzel bir erkek..kim bu.. dedi
Yengemin kuzeni kendisi yeni doktor oldu..çok yakışıklı değilmi ,bir sevgilim olmasaydı onun peşine düşerdim.ama o yalnızca bir doktorla evlenirmiş onların ailesinde bu bir kuralmış.anneside,babasıda ve bütün çocuklar ve eşleri hepsi doktor biraz konuştuk düğünde çok şeker biri ,ya aşk dedim ona aşk gelir zaten biz eşlerimizi severiz yeterki dürüst ve vicdanlı olsun,önce ona saygı duymalıyım bizim işimiz insan sevmektir, aşk bir geçiş dönemidir okadar ....dedi ben de hiç bir zaman doktor olamayacağıma göre boş verrrr...dedi

Sıla bütün ders boyunca o yakışıklı doktoru düşündü öyle bir sevgilisi olsun isterdi,ve hatta eşi olsun..deryadan resimleri tekrar istedi ve gizlice onun resmini çantasına koydu..onu güzelce kesti ve cüzdanına koydu.sık sık ona bakıyordu aşk mıydı bu ..

Karar ını vermişti mutlaka tıp okuyacaktı,okadar çok çalıştıki .
Sınavlarda çok başarılıydı,kazandı o artık bir doktor adayıydı,aylarca ve yıllarca okudu,resim hala duruyordu,hiç sevgilisi olmadı

Asistan doktorluk yaptığı zamanlarda kendisiyle kimse çalışmak istemiyordu okadar sert ve hatalara tahammülsüzdüki ,hemşireler ondan soğuk kalp olarak bahsediyorlardı..

Ailesini ziyaretten dönüyordu otobüse bindi,yanına genç bir kız oturdu ,tanıdık gibiydi ama hiç düşünmedi tanımakda istemiyordu..kimseye doktor olduğunu söylemezdi kimsenin derdini dinlemek istemezdi çünkü ..yanındaki kız gülümsedi merhaba dedi...sıla duymazdan geldi kafasını çevirdi kız çok bozuldu soğuk kalp işte diye mırıldandı ...inecekleri yere az kalmıştıki arkadan birinin yardım edin sesini duydular..

Yaşlı bir adam fenalaşmıştı,doktor varmı aranızda ,yardım edin diye sesler yükseldi sıla duymazdan geldi,nasılsa biri yardım eder zaten az kaldı ,
yaşlı bir adam bide daha mı yaşayacak ...

yanında ki kız kalktı ve sıla nın yüzğna baktı sizi tanıyorum ben de hemşireyim sizi bir kere bir hastada refakat etmiştim..yardım etmeyecekmisiniz dedi..sıla yanlışınız var bayan ben o kişi değilim madem öyle siz yardım edin az çok anlarsınız dedi..kız baktı bir kaç saniye yüzüne sonra aceleyle yaşlı hastanın yanına gitti..

Yaşlı adam kalp krizi geçirmişti ve genç hemşirenin yardımıyla atlattı krizi kendine gelmeye başlamıştı ve hemşirenin iki elini tutmuş sağol yavrum ALLAH sana her konuda yardımcı olsun ne muradın varsa olsun diye dualar ediyordu..sıla öyle bir baktı kızın elbisesi mahvolmuştu ..vicdanını rahatlatmaya çalışıyordu ben yeterince insan kurtarıyorum herkese yardım edemem yaa..

Otobüs durdu ve bir anbulans bekliyordu her halde yaşlı adam için diye düşündü..sedyeyi açtılar ve çekilin lütfen yol verin hastaya ben doktorum ..hasta yavaşça otobüsten indirildi sedyeye yatırıldı..Sıla da indi ve tam geçecek ken doktora baktı..olduğu yerde kaldı O yakışıklı doktor oydu..

Doktor ,adam ın ellerini tutmuş korkma dedeciğim iyi olacaksın ..bak yanında böyle şeker bir hemşire varmış sana bütün gereken şeyleri yapmış ..ve genç kızın elini tutarak Sağolun çok sağolun dedem in hayatını kurtardınız ben Volkan .dedm beni ziyarete geliyordu,siz hangi hastanede hemşiresiniz bende ..... hastanesinin baş hakim yardımcısı uzman doktor olarak görevliyim ..sizi bırakmam artık yanında çalışırmısınız .....

Sıla çakılıp kalmıştı sanki..onun yerinde olabilirdim dedi..olabilirdim..senin için doktor oldum demek geldi içinden ama diyemedi..ne olurdu ki buna yardım etseydim..yerinde olabilirdim.....

Bana göre huzur


Günler okadar sıkıntılı ve sıcak geçiyorki ,bir an önce bitmesini diliyoruz neyi bekliyorsak..sanki ileride şahane günler varda..

Gündüz akşam olmasını bir an önce havanın serinlemesini bekliyoruz akşam oluyor yatma vaktine kadar güzel balkonda soğuk içeceklerle ve meyvayla felan geçiyor zaman ama gece tağa yatınca ne kadar camlarda açık olsa vantilatörde çalışşa akıyoruz sankii...daha yorgun kalkıyoruz..

Oğlumla gelinim bu havta tatildeydiler,akşam döndüler eğlenmiş ve baya yanmışlar,kızım resmen depresyona girdi onlar gidince ,oda gitmek istedi ama onların yanındada olmazdı bakalım eşim caymazsa bu havtada biz gideceğiz ben aslında denize girmeyi sevmiyorum,güneşlenmeyide sevmiyorum.denize bakmayı balık tutmayı severim ama anlamıyorum işte bütün gün çabuduk çabuduk suda durmak bana göre değil.Ben doga, yürüyüşlerini, yeni yerler görmeyi ,ağaçların esintisinielimde kitap hamakta sallanmayı ,akan bir derenin serin suyunda ayaklarımı sokup yürümeyi,bir göl etrafında örneğin abant kenarı olabilir bisiklete binmeyi,sonra mangalı yakıp kilim in üstünde oturup ,çiçek kokuları ve ağaçların serinliğinde atıştırmak isterdim ..

Benim tatil anlayışım farklı,gençler de başka istiyor tabiki..

14 Temmuz 2010 Çarşamba

Bekliyoruz umut ediyoruz...


Büyük gün geldi bekliyoruz ...geçen yılki gibi yine sabaha kadar oturdu sabah namazını kıldıktan sonra uyayakaldı...ben hızla bazı işleri yaptım ,oturdum onun pcnin başına Hayırdır inşallah hayırdır inşallah.....

Gece çok huzursuz ama uyanmadanbir uyku uyudum sabah 6 da kalktım oğluma çay hazırlayıp onu gönderdim sonra biraz ütü yaptım eşimin kahvaltısını yapıp gönderdim derken esila paçama yapıştı.üst baş değiştirme delisi 4 yaşında olupta günde 20 sefer kıyafet değiştiren ve ona göre ayakkabı giyen başka uçuk çocuk yoktur herhalde .heryeri talan ediyor.evde derli toplu biryer kalmadı zaten heryerde onun eşyaları geçen gece yatagın içinde yapbozlarını bulduk .ev kalabalık ne bulaşık bitiyor nede bir yer toplu kalıyor ...

Sabah sabah beni dürttüler galiba kuşlar ne alemde diye bakmak istedim daha doğrusu balkonda saksılara yuva yapan üveyikler öbür saksıya kondular hayırdır bunlar yavruları uçurmadan hemen başka yuvaya başladılar dedim bi baktım yavrulara ikiside ölmüş ..bit sarmış hayvanları aneleri bit getiriyor yavrulara sarınca bidaha uğramıyor o yuvaya ve bitler çoğalıp yavruları boğuyor,iki sinide attım balkonu ilaçladım ben bunları yaparken anne ve baba üveyik beni saksıdan seyrediyor ..bu yıl iki oldu doğurup doğurup bırakıyor balkonu bit sarıyor kovalayamıyorumda yuva bilmişler orayı senelerdir..hayırlısı...

Azkaldı birazdan açıklanacak daha uyuyor ...bilmiyorum istediğimiz puanı alamazsak yada yerleşemezsek ne yaparız ..bir yıldır tam çıkamadı zaten depresif likten.bende onunla beraber çekiyorum ya..

PİSLİKLER

İki gündür çok sinirliyim ama kimseyede belli etmemeye çalışıyorum.Neden insanlar zor kullanır, başkalarına istedikleri gibi davranabileceklerini düşünür.Biraz güzel ve gösterişliyseniz her şeyi hak ettinizi düşünürler.

Bebegime dokunmaya teşebbüs ettiler,çığlık çığlığa eve girdi ne olduğunu anlamadım önce sonra baktık ama kaçmıştı.saat 6 civarı geç saat te deil ve apartman içinde düşünebiliyormusunuz kapının dibinde ,bu kadar utanmaz ve pervasız bu pislikler.

Tek suçu zile basmayıp kapıyı kendisi açması ve otomatiği kapatmaması,bir kat çıkınca arkasından birinin geldiğini duymuş ama birilerine geliyordur diye önemsememiş kim bilir nezaman dan beri peşine düşmüş olan 20 li yaşlarda kara kuru bir serseri bizim katla alt kat arasında yetişmiş o sapık ve dokunmak istemiş bağırınca bıçak çıkartmış bağırırsa öldüreceğini söylemiş çok korkmuş ama ona papuç bırakmamış,çığlığı basınca korkmuş tereddüt etmiş kapı açılınca sesleri duyunca kaçmış...

Ben duyunca ne yapacağımı şaşırdım ve kimse duydumu dedim bilinç dışı aslında bilinç altı olarak .Çünkü sebeplerim var böyle söylemek için....

Bu başımıza ikinci gelişi daha 5 . sınıfa giderken yaşlı başlı hacı hoca oldunu düşündüğümüz ve saygı duyduğumuz çocukları özelliklede kız çocuklarını seven bir komşu dedemiz kızıma çok yakınlık göstermeye çalışıyordu.kızım bir kaç kere anne bu adam her fırsatta beni kucaklamaya çalışıyor ben hoşlanmıyorum ondan diyordu ama biz olmaz öyle şey adam kaç yaşında çocukları çok seviyor,öyle kötü şey düşünme demiştim.

Ama içimede kurt düşmüştü karşılaşmamaya çalışıyordu.bir akşam üstü okuldan gelirken balkondan baktım geliyor dede de ondan bir kaç dakika önce girdi ,kapıyı açtım bekledim ve kızıma dokunmaya çalışırken gördüm .öyle bir saldırdım ki adama merdivenlerden yuvarladım tekmeledim tabiki herkes duydu..millet vahh vahh tüh tüh dedi..ama sonra bir kaç kişiden kız mı azdırdı adamı gibi laflar edildini duydum sebebi kızım yaşından daha büyük gösteriyormuş askılı felen giyiyormuş gitar çalıyormuş filan mış feşman mış..Ya 11 yaşına daha yeni girmiş bir çocuk hadi genç kız diyelim böyle şeylerden ne anlar hadi anlamaya başladı diyelim moruklarla ne işi olur..Töbe töbe yine aklıma geldi...

Öyle işte duyan oldumu diye tepkime sebep budur..kızıma güvenim sonsuzdur .bir gün briyle birşeyler yaşayacaksa buna kendisi karar verecek ve istediği zaman istediği kişiyle olacak buna ne ben nede başkaları karar verebilir.Akşama onu dışarıya çıkarttım ,korkunun onu eve kapatmasına izin vermedim motive ettim .böyle pisliklerin onu etkilemesine korkutmasına asla izin vermem.

ALLAH çocuklarımızı kötü olan her canlıdan korusun onları iyilerle karşılaştırsın...

12 Temmuz 2010 Pazartesi

Sabihanın hak ettiği

Paraları bitinceye kadar oası senin burası senin gezdiler,son kalanlada depoyu doldurup geri döndüler.Gülsüm oğlunuda alıp ailesine dönmüştü,ev boşalmıştı .eve yerleştiler .sabiha ailesiyle görüşmek istedi ama kabul etmediler.

Gülsüm ailesinin yanına dönmüştü ama hiç huzuru yoktu,babası onu hiç affetmemişti ,çocuğunuda kabul etmemişti .Boşanmasını çocuğuda babasına vermesini istediler,çok direndi çok ağladı ama gidecek bir yeride yoktu ,bir yıldan daha fazla sürdü ayrıma olunca oğlundan da ayrılmak zorunda kaldı.vural pişkin ce çocuğunu aldı nafaka ödememek için çok çırpındı cüzi bir miktar bağlandı.Gülsüm ün sağlığı bozuldu çok hasta oldu doktorlar iyileşmek istemediği için olduğunu söylediler depresyona girmiş dediler, 19 yaşında su gibi kadın yaşamak istemiyordu.

Sabiha ailesine çok kez haber gönderdi ,evlenmeden seninle görüşmeyiz dediler.hamile kaldığını öğrendi,vural ın işleri ters gitmeye başladı evde tartışmalar da başladı.ailesiyle görüşemediği için ve birde üstüne maddi sıkıntı eklenince huzursuzluk başlamıştı.

Boşanma gerçekleşince nikah için başvurdular,iki ay sonra sessizce nikah kıydılar sabihanın ailesi ve bir kaç kişi vardı hamile olduğu için bol sade bir elbise vardı üstünde .ailesiyle konuşmaya başlayınca sabiha nın keyfi yerine gelmişti.Vural oğlunu da eve getirmişti ,çocuk sessiz içine kapanık bir çocuktu. İnsanların yüzüne bakmaya korkuyordu ,babası bu senin annen dedi cici annen ..

Hamileliğinin altıncı ayında düşük yaptı ,yataktan aylarca kalkamadı,biraz kilo almıştı.Vural yeni bir iş kurmak istedini söyledi ,ordan burdan borç buldu.eliliklerinin 3 .yılında yeniden hamile kaldı,büyüğü okula başlamıştı..

Vural dış görünüşe çok takıntılı biriydi ,ve sinirli bencil bir kişiliği vardı bunu evlendikten sonra fark etmeye başladı ama aşk her şeyi afediyordu.ve gözünüde kapatıyordu.Sabiha nın bir kızı oldu,sezeryenle zor bir doğum oldu.hamileliğinde çok kilo almıştı.

İşleri ters gitmeye başladı ,evlerine icra geldi .varını yoğunu sattı.ama önüne geçemedi..en son evlerine de banka el koydu.sabiha ailesinin yanına sığındı sokakta kalacak değildiler ya.iki çocuk iki de kendileri...


Sabiha iş aramaya başladı bir fabrikada iş buldu.anesi çocuğa bakıyor,oda çalışıyordu.Vural hazır paraya çabuk alışmıştı ,evdekileride sindirmiş sanki kendi eviymiş gibi rahattı.istediği olmaz sabiha yıda dövüyordu,hakaret ediyordu ,kendisi giyinip kuşanıp geziyor kazandığınıda alıyordu elinden,sabiha çok kilo almış bir türlü veremiyordu ,vural artık onu hiç beğenmiyordu ,yanında başka kızlara kur yapmaktanda çekinmiyordu.

Sabihayı gördüğümde tanıyamadım ,karşımdaki 90 kilonun üstünde özentisiz giyinmiş saçları seyrelmiş arkadan bir toka ile tutturulmuş önden iki dişi düşmüş 30 lu yaşlarda bir kadı dı .benim en son onu gördüğümde güzeller güzeli bir bakanın bidaha bakası gelen bir kızdı saçları beline ipek gibi dökülür incecik beli kopacak gibiydi ..Hayat işte insanları nerelere getiriyor zaaflar olmayacak işler açıyor.

BUNLARIN ÇOĞUNU KENDİNDEN DİNLEDİM BAZILARINIDA ABLASINDAN..

Gülsüm hastanede yatarken orada anesine gelip giden bir genç le tanışmış genç gülsüm ün duru güzelliğine ve başına gelen hak etmediği olayları öğrenince ondan çok etkilenmiş,görüşmeye başlamışlar genç hiç evlenmemiş bir öğretmen miş,gülsümle bir yıl kadar sonra evlenmişler,hemen bir kızı olmuş,arada bir oğlunu görüyormuş sabiha vural a duyurmadan gösteriyormuş.sabiha af dilemiş hakkını helal et demiş...

Murat hala bekar sanırım ..Onu bir kaç yıl önce görmüştüm iyice ufalmış sanki ağzından düşürmediği sigarasıyla arabasıyla uğraşıyordu,alnı ve yüzü kırış kırıştı,yaşı daha genç ama sanki elli bibi gösteriyordu,hayat ona hiç adil davranmadı.

11 Temmuz 2010 Pazar

SABİHA nın yolu


Sabiha kalbinde büyük çarpıntılar uyandırmasada murat a karşı bir hoşlantı oluşmaya başladını düşündü ,okadar sevecen ve düşünceliydiki.Dolaşmaya çıktıklarında murat onun gözünün içine bakıyordu,bir vitrine baksa bir kıyafete yada takıya biraz baksa ..Beğendinmi hadi alalım diyor onu mutlaka alıyordu.Herkıyafetine göre ayakkabısını ,çantasını alıyor onu mutlu etmek için ne yapacağını bilemiyordu.

Ailesi de onay verince murat la nişan yapıldı.çok kişi sabihaya hata yaptığını söyledi bu kadar güzel bir kız yazık dediler..oğlan çirkin dediler..davul bile dengi dengine dediler..ama kimseyi dinlemedi ben seviyorum kime ne dedi...

Murat kendisi kadar Vural ada güveniyordu,bir çok kez oda yanlarında oluyordu.Uzak yerlere işe gittiğinde ,onu vural a emanet ediyordu.Vural eşini bir kez nişan günü tanıştırdı,oğluyla beraber.okadar tatlı ve hanım bir kızdıki Gülsüm. yaşı da fazla yoktu galiba 18...19 felan gibi sabiha dan daha küçük gösteriyordu,2 yaşında da sevimli bir oğlu vardı,vural onu bir kaç kez görmüş ,beğenmiş ve düğün gecesi kaçırmıştı..Gülsüm akrabalarından biriyle evlenecekti ,vural a konuşuncaya kadar bir sorunu yoktu ..ama o nunla konuşunca dünya ayaklarının altından kaydı sanki ve kendine onunla buldu ve evlendiler ,köy kızıydı pek öyle süs püs bilmezdi,yalan da aldatmada bilmezdi..eşine tapan çocuğunu çok seven genç bir anneydi okadar..

Sabiha nişan günü ,gülsümle bir iki kelime etti,ama nedense ondan hiç hoşlanmamıştı...nekadar sıradan bir kız diye düşündü vural a hiç yakışmıyor,bayağı köylü dedi ..Murat ın yanında olan Vural a baktı biri nekadar esmer biri de parlak kumral uzun şaçlı,murat tan bir kafa daha uzun ve yakışıklı,giydiği herşey üstüne yakışıyor..Murat ise saçlarını asker traşı gibi yapmış çok esmer ve bu takım elbise içinde sanki emanet gibi durmuş,elini kolunu nereye koyacağını bilmeyen devamlı terleyen biri dedi..Vural a göz göze geldiler sanki içini okumuştu,garip bir şekilde güldü ve göz kırptı ona .Seni duyuyorum der gibi...

Murat nişanlısının bir dedini iki etmiyordu ,ona şehirden merkezden bir ev tuttu dayandı döşendi en pahalı gösterişli mobilyalardan alındı,düğün için en klas yer seçildi gelinlik üstüne göre tasarlandı ,takılar en lüks yerden alındı..

Vural her gün sabihayla birlikteydi ,murat sen ilgilen demiş bir tomar para bırakmış ve işe gitmişti ..O onun can dostuydu kardeşiydi...

İlk kez,nişan günü fark etmişti hislerini belliki daha öncede vardı ama onu karısıyla görünce kıskanmıştı onun belini tutarken tırnaklarını eline batırmıştı.sonraki alışverişlerde mümkün olduğunca birbirlerine yanaşmışlar..nefeslerinin birbirine karışmasına izin vermişlerdi..her gün biraz daha bir birlerine yaklaştılar..mobilyalar eve gelince yatak odası kurulunca ..

Vural Öff be bu yatakta ne güzel sevişilir demiş ve sabiha yı ateş basmıştı.oda ona senin yatağın güzel degil mi demiş.güzel ama içinde senin gibi bir kadın olursa güzel olur o yatakdan hiç çıkılmaz demiş ...ve kendilerini yatakta bulmuşlardı...

O günden sonra her fırsatta birlikte oldular ,kimseye bir şey demediler ..uzun bir süre ne yapacaklarını konuştular ,evlenip ilişkiyi devam ettirmekmi,yoksa ayrılmakmı..

Düğüne bir havta kala Vural bir arkadaşından arabasını alıp murat ın ona verdiği parayla sabihayı alıp yola çıktı,arkalarında bizi aramayın biz birbirimizi seviyoruz mektubu bırakarak..

Murat yıkıldı ...ağladı.. ağladı...kaderine isyan etti kadınlara kahretti, annesine lanet okudu...

Gülsüm yıkıldı..ağladı...ağladı..oğluna sarıldı,yine ağladı...

8 Temmuz 2010 Perşembe

SABİHA


uzun açık kumral saçları ,duru beyaz cildi ve uzun boyuyla çok güzel bir kızdı sabiha .ablası da güzeldi ve ondan çok ders alarak büyüdü onu seyrederekve ona imrenerek.

Liseyi bitirmeden isteyenleri olmaya başladı ,konuştuğu gençlerde oldu .biriyle bir yıldan biraz daha fazla konuştu ama ona göre değildi,geleceği yoktu..sıradandı..

Ablası bir evlilik yapmış eşi üçkağıtçının biri ve kolay para kazanan biriydi en güzel kıyafetleri alıyor ve birlikte tatillere çıkıyorlardı ..Evlenirse kendine böyle bir hayat yaşatacak birini bulacaktı buna emindi.

Murat iki yıldır peşindeydi,pek güzel biri sayılmazdı fazlaca esmer ,orta boyda ama çok çalışkan ve hali vaktide yerinde bir delikanlıydı.Kendine ait bir tır ı vardı ve yurt dışına mal götürüp getiriyor ,babasıda zamanında aynı işi yapmış ve işi artık ona devretmişti.murat babasıyla yalnız yaşıyordu annesi babasıyla seneler önce murat daha 7 yaşlarındayken ayrılmışlardı.Murat o günleri hiç unutmadı,

Okula başlayacaktı ,babası yine yola çıkmıştı.annesinin yanında yatardı ama artık annesi kızıyordu,bazende onu akşamları kapısını kilitliyordu .ağlıyordu anne ne olur kilitleme söz odana girmeyeceğim seninlede yatmayacağım ama beni kilitleme diye ...ama yinede sabaha kadar açmıyordu kapısını..bazen sesler duyuyordu .babası gibi bir ses,ama babasının olmayan bir ses ..bir cumartesi pazara çıktılar ve annesi bir tezgahtan domates almaya başladı gülerek konuşuyordu adamla,adamda ona gülüyordu bu ses nekadarda tanıdıktı...

Babasına o gidince çok korktunu söylemişti,babasıda neden sen aslan gibi delikanlı oldun artık anana sen göz kulak olacaksın demiş muratta ama beni odama kilitliyor ki ben gece odamda yalnız korkuyorum demişti...babası hiç bir şey demedi...uzun uzun yüzüne bakmıştı.bir kaç gün babası hiç konuşmadı,hep düşündü ..sabah erken saatlerde uzun yola çıkıyorum dedi akşama mutlaka adana da olmam lazım ,bir kaç gün yokum dedi.

Annesi o gün pek neşeliydi onuda alıp hamama gitti,murat zayıf bir çocuktu onun yaşındakileri almazlardı kadınlar bölümüne ama yaşını göstermiyorduki..annesi akça pakça güzel bir kadındı uzun saçları vardı onu yıkanırken hayranlıkla seyretti..akşam olunca odasının kapısı yine kilitlendi ağladı ama annesi hiç aldırmadı..uykuya dalmıştıki o sesi yine duydu ,yine daldı ve bu kez öyle bir sesle uykudan sıçradıki,babası bağırıyordu ,küfrediyordu,kapıyı babası tekmeliyordu ve kırıldı..babasını hiç böyle görmemişti,yüzü daha çok kararmıştı sanki.muratı elinden tutup BAKK...dedi anana bak,ve bunu hiç unutma anan bizi aldattı,onu bu adamın koynunda yakaladım..babasının o pazarda gördüğü adamı tekme tokat dövüşünü ve ayaklarından sürüyerek adamı yakın olan dereye götürüp atışını seyretti..Annesi o sırada kaçmıştı .onu birkaç kez daha gördü sarılmak konuşmak istedi ama o küçük yüreğinde annesinin babasını ve kendisini aldattığını biliyordu ve hiç izin vermedi annesinin yaklaşmasına..

Sabiha yı lise ye giderken gördü .o kadar güzeldiki ,yol kenarında onun geçişini izledi .bir yıldan fazla sadece izledi yaklaşamadı okadar güzel bir kız ona bakmazdıki daha sonra cesaretini topladı konuşmaya çalıştı,pek yüz vermedi.çok fazlada göremiyordu zaten babasının tırında çalışıyor bazende yurt dışına çıkıyordu.kızlarla öyle konuşma gibi de deneyimi de olmamıştı.bazen kadınlarla olurdu ama onlarda belliydi ,konuşması gerekmiyordu.bir yakın arkadaşı olan Vural,onunla paylaştı bir kızdan çok hoşlandığını ama yaklaşamadığını..Vural böyle konularda ustaydı etkileyemeyeceği kız olmadığını düşünürdü,evli bir kadını eşinin koynundan çıkarırkoynuma alırım derdi okadar ustaydı ve kızları iyi tanırdı ve murat ın en iyi arkadaşıydı.evliydi eşini başkasıyla evlenecekken düğün gecesi kaçırmıştı,dünyalar güzeli birde oğlu vardı.vural ona nasıl davranması gerektini ve giyinmesini gösterdi hediyeler aldırdı,mektuplar yazdırdı,sabihayı biraz çözmüştü.

Beraber çıktılar birkaç kez .murat a bonkör olmasını kızı paraya boğmasını söyledi.bir kaç buluşmadan sonra sabiha alışmaya ve sevmeye başladığını düşündü murat ı okadar iyi bir delikanlıydıki belliki onuda çook seviyordu,çıkma teklifini kabul etti murat havalarda uçuyordu..

7 Temmuz 2010 Çarşamba

Yoruldum


İnsanların nankör ve sömürgeci olmalarına alışamadım .Ben izin veriyorum bunu biliyorum,eşim ,kendisinden başka herkese fazla taviz verdiğimi düşünüyor.aslında beni en çok sömüren de o ama bunu asla kabul de etmez.

Çocukluğum öyle pek ahım şahım geçmedi.hep olgun olmak zorundaydım.yaptığım tek yaramazlık misafirlerin ayakkabılarını saklamakmış ,bunu da 4..5.. yaşlarında yapmışım hala anlatırlar.kardeşim felaket bir şeydi ondan 3 yaş büyüğüm onun bütün sorumluluğunu bana yıkmıuşlardı neler çektitdini anlatsam hayretle ve gülerek eminim dinlersiniz.tabii bana o zamanlar hiç te komik gelmiyordu,tam bir baş belasıydı,şimdi kendi oğluna nefes aldırmıyor,

Çocukluluktan ne zaman genç kızlığa geçtim anlamadım ,hiç flört üm olmadı,bu na ben ve yetiştirilme tarzım izin vermedi,annemden ve babam danda çok korkardım.biriyle konuşmak aileme utanç vermek demekti,duygularımı resimlere aktarırdım,onuda gizlice yapardım çünkü boş işlerdi bunlar..

16 yaşında nişanlandım onbir ayda nişanlımı sevmeyi öğrendim.evlendim ...Büyüklerin yanında 5 yıl yaşadık şimdi hepsi rahmetli oldu ama bana da az çektirmediler,darıcaya taşındık kiralarda geçim sıkıntısı çektik bir oğlum dan sonra birde kızım oldu..eşim oğlumun üstünde tıpkı annemin bana kurduğu gibi otorite kurmaya çalıştı mükemmel çocuk olasını istedi,ergenliğe girince ters tepti herşeye isyan etti. ben iki tarafıda idare etmeye çalıştıysamda yine herşeyde sorumlu ben oldum,kötü ben oldum..

Kızımı hiç bir şeyden yoksun bırakmamaya çalıştım .her türlü sosyal faliyete girmesi için cesaretlendirdim heryerde arkasında oldum dik başlı zor bir çocuktu ve genç kız oldu her türden ilgiye çok maruz kaldı, dikkat çekti, eleştirildi..en yakın arkadaşımı bile sildim kızıyla kızım geçinemedikleri ve arkadaşımın olaya müdahale ettiği ve kızımı şuçladığı için.

Kime nekadar faydam oldu bilemem ama kendime hiç olmadığım aşikar her şeyden uzaklara hatta hiç insan olmayan bir bahçem ,hayvanlarım,tek gözlü bir taştan bir evim ocakta kaynayan bir çaydanlığım ve bolca kitaplarım olsun istiyorum ..

Herkesten ve özellikle hiç yaranamadığım ailemden yoruldum ..sömürülmekten yoruldum...nankörlükten yoruldum...


Bu da benim gözümde hiç büyümeyecek olan bebişim



İnatçı keçim benim


Kocaman açar o gözleri dakikalarca kırpmadan bakar .gülüncede dünyaları veresim gelir ona

.Buda küçük huysuz böceğim..

Uzun zamandır uğramıyordum buralara.Sözde sınavlar ve kurslar bitince devamlı yazacaktım ama olmuyor.havalar çok sıcak geceleri kimse uyumuyor kızlar sabaha kadar balkonda kıkırdaşıp duruyorlar yada film seyrediyorlar.baba ve bende oflayıp, söylenip duruyoruz .Yani sabahlarıda geç kalkıyorlar anca bir programları varsa ozaman erken kalkıyorlar,geç kalktıkları için esilada bana kalıyor .O nasıl bir çocuk anlamadım zaten geç yatar, az yer,sabahlarıda 7 olmadan ayakta ve bütün gün de canavar gibi maşallah.

Bu sabah denize gittiler ,ev boşaldı .işleri olunca öyle bir uyanıyorlar...Onları öpüp uğurladım,esila aklı bende ama gitmekde istiyor geriye baka baka aynı zamandada hoplaya zıplaya gitti.Ev uzun zamandır bana böyle kalmamıştı.Ortalığı topladım,çay demledim.birde akşam için hamur mayaladım çiğ börek yapacağım,yanınada kızartma ohh,başım rahat şimdi. yazmak istedim ama uzun zamandır yazmadığım için akıcılığımı yitirmişim,yazacaklarımı toparlayamıyorum.

Geçen yıl bu zamanlarda memleketteydim.İpek yolu şenlikleri vardı,her günümüz dolu geçiyordu .Bu sene daha bir plan yapmadık,eşimin iş durumları biraz problemli bakalım ne olacak.Sınav sonucunu bekliyoruz pek konuşmuyoruz bu konuyu ama kimseninde aklından çıktığı yok da.Hayırlısı..

benim huysuz böceklerimin resimlerini yüklüyorum ..tabii becerebilirsem.