6 Ekim 2010 Çarşamba

Arkadaşım ve sevgili-2


Melike kapıdan arkadaşlarıyla çıkarken kahkaha atıyordu yanında sınıf arkadaşları ve tabiki erkeklerde vardı..sinan ellerini yumruk yaptı,alnında ter damlacıkları oluştu sonra derin derin nefes almaya çalıştı...sakinleşmeliyim sakinleşmeliyim diye mırıldanma arası homurdandı.

Onu ilk gören süreyya oldu sonra gözü yumruk olan ellerine ve gerilmiş boğaz kaslarına takıldı gözleri..güğsü hızlı hızlı inip kalkıyordu buda neydi böyle sonra arkadaşlarıyla rahatça konuşan keyfi yerindeki arkadaşına baktı,gözlerini daha kısarak sinan ı süzmeye başladı..dahada irileşmişti sanki buraların en yakışıklı çocuklarından biriydi etrafında çok kız dolaşmış ama o yalnızca melikeyle ilgilenmişti hoş süreyya istese onu avcuna alırdıda ama öyle bir niyeti hiç olmamıştı..melikenin ondan hoşlandığını biliyor hatta aralarını yapanlara hiç engel olmamıştı ama yardımcıda olmamıştı.şimdi arkadaşı onu okadar çok seviyorduki,sinana laf söyleyene anında cephe alıyor sonra içine kapanıyordu..

Sinan bir kaç adım kalaya kadar .hiç hareket etmedi ellerini açtı,boynunu sağa sola çevirdi kütürdetti gögsündeki ve sırtındaki kasları titretti bıraktı..melike onu gördüğünde önce durdu sonra çığlık atarak ona koştu boynuna sarıldı ,çantası kolundan aşağı düştü.sarıldı yüzünü defalarca öptü öptü..sonra kendine geldi utanmıştı kızardı .süreyya arkadaşının çantasını aldı elini uzattı ,Hoş geldin sinan dedi..

Sinan elini uzattı ,hoş bulduk dedi bir an gözlerine takıldı gözleri ikiside kıstı ve sonra sinan çevirdi..süreyya elini tuttuğu anda deli gibi atan yüreğini duydu eller terli ve titrediğini hisetti...

Yakın arkadaşlar


Melike ile süreyya iki yakın arkadaş tılar neredeyse yedikleri içtikleri ayrı gitmezdi aynı mahallede ama iki ev arayla otururlardı ,çocuklukları ve genç kızlıkları hep beraber geçti serpilip büyüdüler.

Melike uzun dalgalı açık kahve saçları ,ela gözleriyle ,hep gülümseyen, beyaz cildine yakışan gamzeleriyle,ortanın üstünde sayılacak boyuyla göze çarpardı.herşeyiyle güzeldi ...derslerindede başarılı sayılırdı çok çalışırdı .

Süreyya düz siyah saçları herzaman modaya göre kestirir ,uzun çekik siyah gözleri ve bunu tamamlayan kirpikleriyle ve her an alaylı kıvrımları görülen küçük dudaklarıyla ,buna uygun çıtı pıtı bünyesiyle dikkati hemen çeken giyimi olurdu.en dar gömleği ve kısa eteği giyer bunu öyle ustalıkla taşırdıki öbür kızlar dizlerindeki eteği o yanlarından geçince çekiştirirler, sanki yerlere sürünüyormuş gibi kendilerini eğreti hissederlerdi.
İki zıt kutuplarda ama bukadar iyi anlaşan başka arkadaş yoktu..Süreyya pratik bir zekaya sahipti her olayın altından hemen kalkar ,olayları öyle bir çevirirdiki sanki kendisi mağdur olmuş gibi aklanırdı.

Melike her ne olursa asla yalan söyleyemez kızarır kalır ,çoğu kz sürayyanın başına iş açmasından zorda kalırdı..

Lise son sınıfa geldiklerinde melikenin ,üç yıldan beri sevdiği ve konuştuğu ortak arkadaşları olan sinan askerden gelmişti .Melike nin içi içine sığmıyordu onu okadar çok seviyorduki.Sinan da ondan başkasına hiç bakmamıştı hayatının tek anlamı oydu artık askerlikte bitmişti babasının ona bırakacağı atötyede işide hazır sayılırdı,melike okulunu bitirsin evlenirlerdi aileler zaten biliyor ve onaylıyorlardı.Okulunun önüne gittiğinde ders in bitmesine dakikalar vardı dile kolay tam bir yıldır onu görmemişti askerliği kıbrısta yapmış gelememişti ..

Zil çaldı ..kapıdan çıkmaya başladılar...

5 Ekim 2010 Salı

Çocuk ve şımarma hakkı


Çocuk 4 yaş ına girmişti,çok nazlı ve evdekilere her istediğini yaptırmaya çalışıyordu hoş onu babaannesinden başka nazlıyanda yoktuya...

Babaanne üstüne titrerdi torununun ama hayır derse oda hayırdı .Çarşıya çıkarlarken çoklukla torununuda alırdı yanına ,ama çıkarken şart koşulurdu söz dinleyeceksin öyle her istediğin olmaz en çok istediğin yalnızca bir şey okadar birbirimizi üzmeyelim o küçücük başını tamam anlamında sallardı,satlerce dolaşırlar bazen bir yerlerde otururlar küçüğün canı ne isterse o alınır onun küçük eleriyle yemek yemesine babaannesi bayılırdı sadece onu seyrederdi.mağazaya girerler onun beğendiği kıyafet alınır hatta denenemeden çıkmazlardı.

Dedeside sever ona hiç eli boş gelmezdi ama o daha katıydı ağlamasına ve fazlaca hoplayıp zıplamasına dayanamazdı yeter derdi ,
başım kaldırmıyor.Babaanne hemen üzülürdü torun u üzüldüğü için onun gözlerinde yaş görmege dayanamazdı.Anne ve baba çok genç evlendiklerinden daha tahammülsüzdüler ,çocuk onlara onlar çocuğa her fırsatta bağırırlardı,çocuk iyice hırslanır eşyaları fırlatmaya başlar yerlere yatar tepinir babaanne diye avazı çıktığı kadar bağırırdı.babaanne artık dayanamaz içeri girer torununu kucağına alır göğsüne sokmak istercesine bastırırdı ,olayda ondan sonra olurdu. baba, bunu böyle yapan sensin senin yüzünden şımarık ,söz dinlemiyor derdi..Babaanne olsun şımarık olsun ve onu şımartabildiğim kadar şımartacağım onun gözündeki tek damlaya kıyamam derdi..Kendi çocuklarını şımartan onu kucağına alan elinde bir çukulata getiren hiç olmamıştı.kızı, aklı ermeye başladığında neden bizi sevmiyorlar,babaannem hep halamınkilerini kucağına alıyor, ona oyuncak bile almışlar ama bana elletmiyorlar,beni neden sevmiyorlar demesi içine oturmuş ve hiç unutamamıştı.onun torunu sevgiyle büyüyecekti her çocuğun şımarmaya hakkı var diye düşünüyordu.

Babaanne bir gün uzaklara gitmesi gerekti gözü arkada ,torununun gözyaşları içinde gitme çığlıklarıyla gitti...

Aradan bir hafta geçti haberini aldı.küçük cocuk artık evde hiç bağırmıyordu,yemeğini yiyor çünkü ona o çok sevdiği biberonu yapan yoktu ,yatağına çiş de yapmıyordu ,koşmuyorduda artık ,yalnızca televizyona bakıyor çizgifilm seyrediyor ,bebeklerine babaannesini anlatıyordu.Sanaymıştı nazı onun şimdi adam oldu hiç şımarmıyor dediler ..

Evet dedi babaanne ..adam olmuş ,sımarmıyormuş ne güzel negüzel.....

29 Eylül 2010 Çarşamba

Misafir im


İlk misafir imizi ağırladık..çok mutlu oldum.iki gündür ev tertemiz grantvalet giyinmiş bekledik gelen giden olmadı.Bütün gece diş ağrısı çektim sabah erkenden kalkıp geceden int de adresini öğrendiğim diş hastanesine gittim yolda bir bayandan tam adres öğrenmeye çalıştım kadında oranın müdiresi çıktımı dört ayak üstüne düştüm sağ olsun bayan beni hemen muayaneye soktu.apse yapmış,ilaçlarımı aldım pazartesi çekilecek.eve döndüm ama ölüyorum ağrıdan ilaçlarımı içtim yattım saat 10 ageliyordu bir saat ancak uyumuşum kalktım .kızım kahve içiyor,kapı çaldı açtık üst kattaki bayan hoş geldiniz e gelmiş üst baş ve ev dagınık vaziyette açtık mahçup oldum .ama çok tatlı bir hanım ,sevdim ve rahatladım kızım çay ve ardından bize kahve yaptı farkında olmadan 3 saat oturmuşuz,o bizden sanırım memnun kaldı içi rahatladı bizimde ondan.kızım okuluna gitti oda arkadaşlarını sevdi.alışmaya başladık galiba...

Annemler aradı ,hafta sonu belki gideriz,bir saatlik yol.babamız gelmezse tabiki...

28 Eylül 2010 Salı

Güven yada şüphe


Paronayak oldum ..bunu kabul ediyorum üstelik kızımıda etkiliyorum.Büyüdü ünüversiteye başladı ama onu hala tedirgin ediyorum,elimde değil nekadar bir şey şoylememeye çalışşamda ucundan kulağından bir şeyler yinede söylüyorum..

Bir gün geçmiyor ki tv de yada gazetelerde kötü niyetli insanların tuzaklarına çektikleri kişilerle ilgili bir şeyler görmeyelim.Müge anlı daki ünüli genç kızın kayıp olayından beri iyice tedirgin olduk.

Kızıma arkadaş edinmesini sosyal olmasını ama çok yakın da olmamasını aşılamışım..İlk günden bir çok kişiyle tanışmış.bir kız fazlasıyla yakın davranmış hayatını anlatmış ve seni çok sevdim deyip samimi davranınca tetirgin olmuş ..Bana art niyetli mi davranıyorum acaba her samimiyetin altında bir şeyler arıyorum,bana artık tv de gordüğün şeyleri anlatma dedi..

Haklı ama....aması var işte kimin ne niyette olduğunu bilemiyoruzki ...Kadınsan ve birazda güzelsen tehlike daha fazla...Küçük iken daha kolaydı.Ne güzel günlermiş...

27 Eylül 2010 Pazartesi

İlk gün...


Yeni bir şehirde ,yalnız ilk günümüzü geçiriyoruz .Akşam babamız ,kendinize dikkat edin ve daha bir çok bunun gibi tembihlerle bizi bıraktı ,arkasından bizide götür duygularıyla yalnız kaldık yeni evimizde...

Ev e alışmamız için cumadan geldik iki akşam babamız bizimle kaldı,hiç eksik bitmedi ufak tefek şeyler alıp durduk .televizyonu kurmak uyduyu ayarlamak için baya bir uğraştı ama kimseye bir kuruş vermeden hepsini kendisi yaptı.Eşim in eline kimse su dökemez maşallahı var .elektiriğide yapar,su borusuda döşer,fayanslarıda yerleştirir,eline testereyi alır dolap ta,masa da yapar.ben erkeğin iş bilenini severim oğlumda olsa eşim de olsa babam da olsa bu böyle hepside beceriklidir inşallah damadım da öyle olur .

Akşam öyle böyle geçti,sabah bir telaşla uyandık kahvaltıyı yaptık ,arabaların geçtiği cadeye kadar yürüdük o okuluna bende şöyle bir etrafı kolaçan ettim öyle bir yollardan geçtim ki kayboldum mu derken cadeye çıktım yine bir de baktım bizim alt sokaktayım .eve gelip bir güzel temizlik yaptım .tv nin sesini hiç kapatmıyorum bana tanıdık gelen bir tek o...

Daha ilk günde sıkılmaya başladım buralardan ..nasıl geçecek zaman bilmiyorum ev temiz iş yok ,bir komşu yok iki konuşşan.ancak tv vede bilgisayar..resimde yapmak içimden gelmiyor...alışacağız elbette ama ...bahçeye çıktık kızım gelince birer kahve yaptık elimizde etrafımıza baka baka...bahçe harika çimenler yeşil ve ıslak yalın ayak yürüdük biraz, içimize sağlık aktı sanki .ve havuz akan suyun sesi çağlayan gibi geliyor ..ev ve bahçe güzel ama biraz duraklara uzak,ilk günler belliki biraz sorun yaşayacağız...

13 Eylül 2010 Pazartesi

Taşınma telaşı..evim evim..


Herkese selamm.... çok uzun zamandır yazamıyorum belki bundan sonrada birkaç hafta yazamayacağım.günlerim okadar yoğun geçiyorki evde durduğumuz yok .her hafta bolu ya gidip geliyoruz.4 hafta önce evi görmeye ve kontrat yapmaya gittik evi gördük tamirat vardı ev öyle pek içimize sinmemişti ama başka çaremizde yoktu,malum okul zamanı ,heryer ev arayanla dolu.olmadı bir yıl kalır sonra daha iyisini bulursak taşınırız dedik..bir hafta sonra kayıt yapmak için tekrar gittik ev pırıl pırıl olmuş.yerler laminat ,banyo,mutfak kalebodur döşenmiş .çok değişik geldi hoşumuza gitti .üç oda ve birde geniş salon gibi antre var.arka iki oda tüylü halıfleks döşenmiş gül kurusu ışık asma yapraklarının arasından vuruyor duvarlarda pembe renk öyle hoş göründüki..giderken büyük minübüs le gitmiştik biraz eşye götürdük,bir takım koltuk ,yatak, yorgan ,halı felan.yerleştirdik.tülleri taktık .

Geçen hafta,beyaz eşyaları ,bir kanepe ,bir sifonyer,gardolap biraz mutfak eşyası tekrar yükledik,yine yola çıktık.kardeşim bizi karşıladı.eşyaları taşıdılar monte ettiler,iş bitti birer bardak ta çay içtik yeni evimizde ve annemlere yola koyulduk bayramı orada geçirdik.son gün oradanda yüklemeler yaparak yeniden boluya geldik.iki adet ranza onları birer odaya koyduk biri benay ın yatagı oldu annem ona çok güzel bir uyku seti almış sağolsun,halı felanda verdi.onları dayadık döşedik burdaki evden daha güzel oldu mutfak eşyası hiç eksiğim yok desem olur bir aygaz ve bir iki ufak şey onlarda başit..orta sehpama kadar oldu çok şükür herşey okadar yolunda gittiki .daha sonra temizlik malzemelerini alıp benay la bir güzel temizlik yaptık,dolapları sildik örtüsünü serip mutfak malzemelerini yerleştirdik..banyonun lavabonun aynalarını taktık malzemelerini koyduk,çayımızıda içtik,kapımızın kilidinide deiştirdik,kilitleyip döndük.

İki hafta sonra giyim eşyalarıyla ve televizyonumuzla gideceğiz evi de temizlemiştik tertemiz hemen yerleşeceğiz kısmet olursa.. bu da kızım ın evi nin dıştan görünüşü..