15 Ekim 2010 Cuma

Arkadaşlar 7

Melike yurt dışına hiç çıkmamıştı ,babaannesinin köyüne gitmiş herkese ve özellikle sinan ın ona ulaşmaması için yurt dışı demişlerdi melikenin annesi ve babası olaya kızları üzüldüğü için üzülmüşler ama aslında içten içe rahatlamışlardı,sanki üstlerinden çok büyük bir yük kalkmıştı..

İki hafta kadar üzüldü zaman zaman çok ağladı ,sonra sakinleşti babaanesi onun üzülmesine dayanamamış bir defasında ellerini avucuna almış ..uşağım ne üzülürsün ,bırak o üzülsün seni demek o hak etmemiş layık ını bulur elbet ,Yaradanım herşeyi bilirde yapar ,herkes kısmetini yaşar seninde elbet bir yerlerde güzel sana layık bir uşak vardır ,o gün gelince diyeceksinki ben deliymişim boşuna üzülmüşüm ...Melike ağlamanın boşuna olduğunu anlamıştı ama yandığı sinan değildiki yıllarını boşuna adadığı boş insanlara yanıyordu o ..sinan ayandı senelerce sadece ona inenmıştı başka göz gözüne dokunmamıştı ..arkadaşı sandığı haine yandı ona her sırrını açmış onunla bir dilim ekmeği bir bardak suyu paylaşmış onunla ağlamış onunla gülmüştü..şimdi kime güvenirdiki kime derdini açar sırrını verirdi,onlar insanlara olan güvenini götürmüştü...

Aklına üniversite sonuçları geldi,öğrenmişti o gün kazandıklarını vesüreyya ya müjdeyi vermek için evlerine gitmiş seslenmişti cevap alamayınca içeriye girmişti kapı kilitlide değildi sesler duyunca süreyyanın odasına dalmıştı süreyyaya süpriz yapacaktı ama o görmüştü süprizi .o sabah için anlaşmışlardı kim erken kalkarsa okula gidecek öğrenecekti sonucu ..hainler kimbilir nekadar zamandır arkalarından iş çeviriyorlardı .peki onu seviyorduda neden kendisi ile evlenmek istiyordu,neden süreyya bu duruma razı oluyordu ,metresmi olmak istiyordu,çok şeyler vardı cevaplanması gereken ama artık ne önemi vardıki ...

Kasabaya okula indi melike ve sonuç kağıdına iyice baktı ,ikinci tercihten sınıf öğretmenliğini üstelik izmir i kazanmıştı..süreyyanın kendisi için yaptığı tek hayırlı iş bu olmuştu okadar ısrar etmiştiki onun zoruyla girmişti ..evet dedi artık yolumu çizmeliyim okuyacağım ve öğretmen olacağım artık kimse için tek damla yaş akıtmayacağım..

Babasına haber gönderdi liseden diplamasını aldılar ve gerekli bütün işlemler kimseye söylenmeden halledildi İzmir de kayıt yapıldı ,ailecek oturacakları ev bakıldı babasının asker arkadaşı vardı onun çok yardımı oldu,çok iyi insanlardı5 katlı bahçe içinde bir apartmanın birinci katını tuttular dayandı döşendi eski eşyalarından hiç getirmediler herşeyi eskide bırakmaya karar verdiler ,yeni bir hayata yeniolan herşeyle başladılar annesinin ve babasının melikeden başka neyi vardıki varlığı yokluğu hep onaydı..okul uzakta değildi ,kendini derslere verdi kimseylede fazla yakınlık kurmuyordu..

Melikenin babasının asker arkadaşı olan mustafa amcalarla sık sık görüşüyorlardı üç cocukları vardı bir kızı evli bir küçük oğlu liseye başlamış dı yeni birde ankarada doktorluk yapan oğlu o en büyükleriymiş yaşı sanırım 27 felan onu hiç görmemişti ama övgüyle bahsederlerdi..ilk yıl bittiğinde melike babaanesine gitti yazı orada geçirdiler hep beraber ona yardım ettiler fındık topladılar..babaanesi sordu ,uşağım buldunmu şöyle oralarda güzelce bir oğlan ..yok dedi melike istemiyorum babaane..ben okuyacağım öğretmen olup kendimi çocuklara adayacağım ..olurmu öyle hiç güzel kuzum benim ,birden karşına çıkacak yüreğin sıkışacak ,heryerini ateş basacak senin işte deyeceksin benim yarim budur..güldü melike ,hadi bakalım olacakmı öyle birisi ben ağzımın payını aldım ,benden geçti babaanne dedi...

İkinci seye daha bir azimle başladı.dersleri çok güzeldi ve öğretmenlerinin gözdesiydi melike ve küçük çocuklara ders bile vermeye başlamıştı,karşılığında para de istemiyordu ısrar ettiklerinde siz iyi bir okul kazanın ben ozaman mutlu olurum diyordu..Ramazan bayramı gelmişti ve mustafa amcalara ziyret egittiler .kapıda güzel bir araba vardı galiba misafirleri var dedi melike girmek istemedi ama mustafa amcası olurmu öyle şey aaaa..bizim oğlan geldi ne rahatsızlığı buyrun dedi..

Melike içeriye girdiğinde elinde çay bardağı olan o esmer uzun boylu adam ı gördüğünde sanki içine ılık ılık bir şeyler aktı ,genç hoş geldiniz dedi onların ellerini öptü melikeye elini uzattı merhaba dedi ben orhan..

Mustafa amcası melikeden öyle övgüyle bahsediyorduki melike kıpkırmızı olmuş başını önüne eğmişti .evet dedi orhan sizden çok bahsediyorlar artık benim papucum sanki dama atılmış gibi artık en çalışkan sizsiniz en akıllı siz en yardım severde siz güzelde demişlerdi ama..

İrkildi melike, güzel bulmamışmıydı onu ,tamam öyle çok güzel değildi ama ,bunun böyle söylenmesi...

Bukadar da güzel olacağınızı düşünmemiştim az söylemişler ..melike yüreğinin kuş gibi havalandığını hissetti.

Ogünden sonra daha sık karşılaştılar tesadüf mü ayarlamamı bilmiyordu ama orhanla olmak çok güzeldi o okadar akıllıydıki ,sakin, terbiyeli ona özel olduğunu hissettiriyordu,hiç kasılmıyordu yanında çok rahattı herşeyden konuşabiliyorlardı,siyasetten bilimden ,filimlerden hatta modadan bile öyle içten güzel bir kahkahası vardıki ..artık sık sık ankaradan geliyordu ve her gelişinde melikeye mutlaka uğruyordu ,melike okadar mutluyduki...

Melike son sınıfa geçtiğinde aralarında söz yaptılar ,okul bitmedende sade bir nikahla evlendiler öğretmen atamaları olmadan nikah kıydılarki eş durumundan tayin ankaraya çıksın diye ..

Nekadar şanslıyım diye düşündü melike ilk öğretmenlik yapacağı yer olarak ankara olduğunu okuduğunda ..

Güzel bir evi güzel severek yaptığı bir işi ve her akşam yolunu beklediği kapıda büyük bir aşkla öptüğü kocası vardı daha ne isterimki dedi,karnında hafif kıpırdanmayı eliyle tutarak,gülümsedi...

2 yorum:

  1. Vay süper ya...Ne de güzel yazıyorsun arkadaşım...Ben geçen defaki bölümde bitti sanmıştım.Sonu çok güzelmiş.Bayıldım buna....Hele ki gerçek hayat hikayesi ollunca başka keyifle okuyorum..Sağol kalemine değil artık klavyene sağlık...

    YanıtlaSil
  2. Sağol arkadaşım ama daha son değilki...

    YanıtlaSil