25 Haziran 2010 Cuma

SEHER in sonbahar ı

İki ay sonra ,yüklüce bir para yardımı alarak boşandı.Paraya hiç dokunmadı bankaya yatırdı ,sevdiğini sanmıştı ama şimdi hiç bir şey kalmadığını gördü.çalışmaya başladı.Abisine uygun bir gelin buldular evlendirdier,önce bir yeğen sonra ikincisi sonrada üç üncü peşpeşe yeğenleri oldu seher in artık tek amacı çalışıp ailesine katkıda bulunmaktı .İşe gidip gelirken ,servis şöförüyle yakınlaşmaya başladılar.Ali iki çocuklu efendi bir adamdı eşiyle yeni ayrılmıştı.
Alinin çocuklarıyla tanıştı,büyük olan kız 15 yaşında ,erkek 9 yaşındaydı.kız olan ilk tanıştıkları anda düşmanca davrandı ,erkek biraz daha uysaldı,anladıki seher bu kızdan çekeceği vardı.

Altı yıl aradan sonra tekrar nikah masasına oturdu.sade bir tören oldu.Çocuklara kendini sevdirmeye çalıştı.Yengesi çok hastaydı kan kanseriydi aylarca süren mücadeleden sonra vefat etti.Zaten narin yapıda olan abisi bu durumdan çok etkilendi sigara üstüne sigara içmeye başladı.

Bu zor zamanlarda seher annesine yardımcı olmaya çalıştı sık sık gitti yegenleriyle ilgilendi.Eşi bu durumdan şikayet etmeye başladı,aralarında bir soğukluk başlamıştı.üvey kızının yapyığı bir saygısızlıga tepki gösterdiğinde ,kızın- seni istemiyoruz zaten babam da annemle görüşmeye başladı defol git bu evden- sözünü duyunca dondu kaldı.bu hiç beklemediği bir şeydi aralarında bir soğukluk vardı ama böyle birşey beklemiyordu.Ali ile konuştu ,doğruydu,çocuklar annelerini istiyordu,oda pişman olmuş geri dönmek istiyordu .yine bavulunu ve getirdiği bzı eşyalarını alıp baba evine geri döndü.

Tekrar baba evine dönmüştü.Bunu da sevmişti ama olmayınca olmuyordu,iki evliliğinide toplasan iki yıl etmezdi hayata dört elle sarıldı çalıştı ,çalıştı.Babası bir akşam vakti aniden rahatsızlandı ve seher e kardeşlerine annene ve yeğenlerine iyi bak onlar benim sana emanet im diyerek gözlerini yumdu.

Uzun zaman kendine gelemedi ama artık evin erkeği oydu abisi hep hastaydı,oğlanlar okula başladı ve abiside çok aralamadan akciğer kanserinden vefat etti...kız kardeşini evlendirdi,büyük yeğenini askere gönderdi sonra ikincisini o geldi üçüncüsünü ve büyük olan evlenmek istedi..

40 yaşına girmişti,hayatını hep başkaları için yaşadı çocuğu olmadan 3 evlat sahibi olmuştu,şimdide gelin alıyordu.düğünleri oldu onu yuvasına yerleştirdi ve bütün yeğenlerini okutup iş sahibi yaptı ikincisini de sözledi.

Uzun zamandır bir talibivardı hep isteyenleri oluyordu ama birdaha evlenmek istemediğini söylüyordu.Annesi bir gün ona herkes gidince ne olacak bak yeğenlerin yuvalarını kuruyor bende başında baki değilim .ALLAH ın hakkı üç tür bu belki hayırlı olur ,ben evlenmeni istiyorum dedi.

Karşılıklı isteklerini sundular. erkek,ailesine saygılı ve hürmetli güler yüzlü olmasını ve kapanmasını istedi .seher de ailesini kendi ailesi gibi kabul etmesini yeğenlerine yardım etmesine karışmamasını istedi ve 3 üncü kez evlendi kendisinden 15 yaş büyüktü.

ikiside birbirlerinin ailesine saygıda kusur etmedi eşinin çocukları anne dedi, torunları babaanne.

şimdi neredeyse 10 yıllık evliler .bütün yeğenlerini evlendirdi.hayatından çok memnun ikinci kez haca gidecek çok heyecanlıydı ve eşinden ALLAH ondan razı olsun onu bulmak için bu cefaları çakmam ve iki eş boşamam gerekiyormuştu iyiki buldum diyor.

Oda sonbaharında yaşayanlardan ,umarım çokk uzun bir birlikteliğiniz olur seher abla

22 Haziran 2010 Salı

Seher in evliliği

Düğün gecesinde fark etmişti kocasının garip hallerini,çok içmiş bütün kadınlarla sarmaş dolaş oynamıştı.üstünde durmadı,onun gecesiydi eğlenmeye çalıştı.zifaf gecesi olaylı geçti sait sanki delirmiş gibi sabaha kadar seher e zorbalıkla sahip olmaya çalıştı, bekaretiyle dalga geçti, yeter dediğinde soğuklukla suçladı.

Bir kaç gün sonra eşinin alkol ve hap bağımlısı olduğunu fark etti.geç saatlere kadar uyuyor ,öğleden sonra çıkp arkadaşlarıyla gezip tozuyor akşamlarıda sarhoş geliyordu .seherden vamp kadınlar gibi giyinmesini öyle davranmasını istiyordu.bir akşam dışarıya çıkalım dedi,tamam dedi seher giyindi ,makyajını yaptı.sait bu ne halin dedi böyle köylü kızı gibi mi takacağım seni koluma,kendimi maskara edemem seni seksisin diye almıştım ama ruhun köylü senin dedi seher çok üzülmüştü eşinin iştediği kıyafeti giydi bir karış etek ve arkası açık buluz yüksek topuklar.Eğlence mekanında tanıdığı çok tu beraber içmeye başladılar sait onların yanında seheri mıncıklıyor öpüyordu.okadar utanmıştıki yanından uzaklaşmaya çalıştı sait çok kızdı ve başka bir kadının yanına oturdu,ve onun gözü önünde kadınla samimi oldu.

Seher çok soğumuştu .eşi artık eskisi kadar onunla ilgilenmiyorduda .bir komşuları vardı aynı bahçede villaları vardı sık sık onlara gidip gelirlerdi ,daha doğrusu onlar gelirlerdi akşamları sait eve gelince selma hanım omlardan çıkmaz olmuştu .Selma hanım iki çocuk annesi 30 lu yaşlarda açık giyinmeyi ve konuşmayı seven bir bayandı .saitle birbirlerine bir kaç defa işaret ederken yakalamıştı iyice huylanmıştı.bir akşam yine geldi eşi iş için başka bir şehire gitmiş çocukları uyutmuş canı sıkılmış ,seher in hiç hoşuna gitmedi ama sonuçta misafirdi.bir kaç kere selma hanım dan hoş lanmadığını sait e aralarında bir şey mi olduğunu sordu sait çok öfkelendi onun ablası gibi olduğunu senelerdir onu tanıdığını böyle bir şeyi nasıl söylediğini sordu bir daha bu konuyu açamadı.o akşam seher meyve suyu onlar alkol aldılar bir bardak içkiyi seher e sait zorla içirdi, okadar ağırlık çökmüştüki kafasını toplayamıyordu.

Seher uyku ile uyanıklık arasında yatağında yattığını gördü eşi kendisi ve bir kadın daha vardı bu kimdiki gözlerini iyice açmaya zorladı selma hanımdı ,eşide oda çıplaktı ve kendiside çıplaktı rüya mı görüyorduki .sabah uyandığında başı çok şiddetli ağrıyordu.eşi yanında uyuyor ,yanındada kimse yoktu ne biçim rüyay dıki,ne kadar iğrenç .Eşi geç saatlerde uyandı ,bir kadehte sızdığını söyledi ona soramadı hiç bir şey.

Sait e neden çalışmadığını sordu erkek adam çalışırdı ona göre baba parası ne zamana kadar yenilirdiki ,kendi ailesinden o öyle görmemiştiki.ailesine arada sırada gidiyor ama onlara anlatmıyordu iğrençlikleri eşini sorarlarsa iyi diyordu iş güç vakit bulamıyor sizleri ziyaret etmeye .

Bir gün ailesini ziyaret etmek üzere evden çıktı .sonra vaz geçti bir saat dolaşıp eve geri döndü sanki bir şeyler bulacağından son olacağından emin gibiydi.Eve girdi sessizce, yatak odasına , kapısını yavaş ça araladı içeriye girdi,kocası ve selma hanım yataktaydılar . onu fark ettiklerinde ikiside konuşamadı, seher bavulunu çıkarttı on ların yüzüne bakmadan bir kaç kendi eşyasını koydu,kapıyı kapattı,çıktı....

21 Haziran 2010 Pazartesi

SEHER

Seher annesinin üç üncü babasının ikinci çocuğu olarak geldi dünyaya .Güçlü bir kızdı küçük yaşta sorumluluklarını üstlendi,abisine ve iki kardeşine de o baktı sayılır.Lafını hiç esirgemezdi hatta bazen patavatsız lık ölçüsünde konuşur, kimseden de korkmazdı.Çok çabuk serpildi artist olacak kadar da güzelsin derlerdi görenler kimisi Türkan şoray a benzetirkimi de feri cancel e.herkesten daha büyük gözlere ve kirpiklere ,koyu esmer bir tene,dolgun dudaklara,uzun gece karası saçlara ve dolgun hatlara sahipti. bunu avantaj olarak kullanmadı babasıyla balığa çıktı ,anasıyla pazara .

Seher ergenliğe girdiği zamanlarda istenmeye başladı ,ama oğullar tarafından beğenildi analar hiç tasvip etmedi bu kadar güzel kadın iyi olmazdı başa belaa getirirdi.Babasının o aslan kızıydı ne isterse o olur kimi isterse ona varır kimse karışmazdı .rahat büyüdü istediğiyle konuştu ,ama kimseyi bağenmedi.
Yazın sıcaklarda eskihisar a denize giderlerdi ailecek ,yine toplandılar bir sabah konu komşu, aile, sabah sıralarında kimseye kaptırmadan herzamanki ağaç gölgesine vardılar.örtüler serildi,çay konuldu.gençler denize indi.

Seher kimse mayo giymezken rahatça giydi bikinilerini ağızları açık bırakıp atladı suya..bütün gün yüzdü ,güneşlendi.izlendini fark etmedi o.hoş baksalar ne olurduki ona hep bakarlardı .

Güneşlenirken yüzüne gölge düştü baktı uzun boylu esmer biri parlak dişleriyle tepesinde gülüyor .

Onu ilk o gün gördü kendine çeken bir tarafı vardı,çok daha yakışıklılarını görmüştü .arkadaşlarıyla gezmeğe gelmişlerdi ailesi oldukça varlıklıydı bir site içinde dubleks evleri vardı ,para sorun değildi çalışmıyordu,gerek de yoktu çalışmasına bunları dinledi.niye anlatıyorduki bütün bunları ,her halde etkilemeye çalışıyordu.ayrılama vakti geldiğinde adresini istedi ,vermedi.

Munübüse bindiler toplu halde ,arkalarından arabanın takip ettiğini ,tek seher fark etti kırmızı bir araba,mahaleye kadar izledi onları evlerine girdiklerinde camı açtı seher e el salladı .
O günden sonra sık sık gördü etrafında dolaşmaya başladı .Arabasıyla hava atıyor pahalı hediyeler alıyordu,arkadaş oldular arada buluşmalar öpüşüp koklaşmalar oldu.daha ilerisini istedi ,seher asla dedi eşim olacak kişi bana dokunur.evlenelim dedi takıntı yapmıştı.

İstediler sait in ailesi seher e burun kıvırdı ama mecburen aldılar hoş seher onlara papuç bırakacak cinsten değildi umrundada değildi onu sevmemeleri.Düğün oldu çok güzel bir gelin oldu zengin davetliler bile hayranlıkla baktılar erkeklerin ağzı sulandı kadınlar kıskançlıkla seyretti...

20 Haziran 2010 Pazar

Stresli günler

Merhabalar... iki gündür çok yoğunduk ,sınav vardı ben daha heyecanlıydım,sıkıntılıydım ,sirliydim, gergindim.yani herşey üstümdeydi,bütün akşam ve o gün sınav bitinceye kadar tırnaklarımı ellerime geçirdim uykularım kaçtı kendimi en iyisini ve en kötüsünü düşünürken yakaladım ,Hayırlısıyla bu havtaki bitti ,önümüzdeki haftayıda atlatırsak ,sorun bitmiyorki sonra sonuç bekle ,yerleşmeyi bekle ,bekle ,bekle,

Son aylar çok sıkıntılı geçti benim için .Kayın pederim 3 ay önce vefat etti,çok severdim ,hala daha evindeymiş gibi geliyor bana .7 si okundu annemden haber geldi riskli bir ameliyat olacakmış oraya gittim çok şükür korkulan olmadı 3 havta yanında kaldım ona baktım. döndüm bu seferde torunun ameliyatı için koşturdum,iki havta neredeyse hergün hastanedeydim sıra almak evrakları hazırlamak ,neyse ameliyatımız güzel geçti sonrada hergün hastaneye pansumana git gel,dikişlerini aldır .Çok şükür oda bitti sonrada bu sınav üstüne tuz büber demek hafif kalır bayağı bir yıprandım,akşamdan beri her yerim ağrıyor sanırım çok fena hasta olacağım bu gün çok işim var fırsat bulursam bir ara doktora gideceğim.
Hadi daha fazla sıkmayayım sizleri,bu havtadan sonra söz eğlenceli şeyler yazacağım.

18 Haziran 2010 Cuma

BEBEĞİM e

Günaydın herkese .Buyazımda kendimle dertleşeceğim okuyan olursa onlarıda ortak edeceğim ,bu yaşanmış ve yaşanılan şeyler .İki evlat yetiştirmeye çalıştım kendime göre doğru kararlar verdimi düşündüm başkalarına göre belki yanlışlarım vardı.şimdi dönüp baktığımda bir çok hatalarımı görüyorum şunu şöyle yapmasaydım da şöyle olmazdı gibi..kimbilir belki daha farklımı olurdu acaba .Büyükler diyorki alın yazısı kader çizgisini kimse değiştiremez ,olacaksa olur yaşanılacak birşeyler varsa yaşanılır doğacak varsa her şartta doğar ,ölecek varsa isterse yatağında ,yada hastanede ölür bir sebep mutlaka vardır.

Oğlumda çok hayallerim vardı ama o yolunu farklı seçti,bazen çok kızıyorum hak ettiği bu muydu diye onun hak ettiği belkide oydu ama ya bizim hak ettiğimiz ,sakın yanlış anlamayın oğlum çalışan evine bağlı saygılı bir çocuk ama daha rahat etmesini daha iyi yerlerde olmasını isterdim çocuğuna daha iyi şartlarda hayat kurmasını kendi yuvaları olmasını.Yinede çok şükür sağlıklı iyi bir evladım dünya tatlısı ve cadısı kocaman gözlü lüle lüle saçlı bir torunum var ,bu da her şeye değiyor.

Kızım şu anda uyuyor ona bakıyorum ne kadar da büyüdü .Daha dün gibi ilk bisiklete binişi 3 yaşında iki tekerlekli bisiklete bindi öyle inatçıydıki yedek tekerleklerini taktıramadık ,20 dak. dadefalarca düştü dizleri kanadı, ağzı burnu toprak doldu, kızdı bisikleti tekmeledi ,üç basamaklı bir set vardır bizim orda oraya çıkarttı aşağıya attı, indi, yine aldı yine bindi ama öğrendi bütün site balkonlardan onu seyretmiştik.bu olay halen daha anlatılır çok inatçıydı .inat olacağı daha doğmadan anlamıştıkta 7 aylık ken doğmaya kalktı zor zaptettim içimde onu ,ve 7 aylıkken de yürüdü daha yaşıtları kıçının üstünde oturamazken o yürüdü çok da nazar değerdi ,özellikle benim değiyor insanın en sevdiğinin değermiş ya.

Okul hayatında hep başarılı oldu yavrum hep bana o gururu yaşattı,çok çabuk serpildi hep güzeldi ,hep akıllıydı. Hiç unutmam daha ilk okula başladığı havta bana koşarak gelmiş Anne ben çıkacakmışım nereye çıkacazz diye sormuştu ne dedim .4 sınıftan bir çocuk seni beyendim kimse kapmadan biz çıkıcaz senle demiş,ne kadar gülmüştük kızım da saf saf yüzüme bakıyordu ,öyle işte etrafı hiç boş kalmadı ben gerekmedikçe müdahale etmedim kendi kararlarını kendisi verdi
,doğrularıyla yanlışlarıyla büyüdü .

Yarın sınavın var.Ben belki zaman zaman üstüne fazla varmış seni zorlamış olabilirim ama geçen yılki yıkımını gördüğüm ve bazen senin fazla rahat davrandığını düşündüğüm için biraz sıkı tutmak istedim seni kırdıysam özür dilerim yavrum .ALLAH ımdan tek dilegim sınav ında başarılı ol ,her şey ğönlünce olsun herşeyin hayırlısı çıksın karşına istediğin bölümü kazan nerde yaşamak istiyorsan oraya git.ben gücümün yettiğince her daim arkandayım .SENİ ÇOKKKK SEVİYORUM BENİM PAMUK ŞEKERİM .

NOT...SANA İNANIYOR VE GÜVENİYORUM SEN HERŞEYİ BAŞARIRSIN .

16 Haziran 2010 Çarşamba

FİLİZ ve ESRA nın hayalleri

Esra, filizden 4 yaş daha büyüktü iki kuzen ama arkaaş gibi büyüdüler esra daha uzun boylu esmer bakana bir daha baktıran uzun bakır rengi saçlara sahip dış görünüşünün fazlasıyla farkında olan bir kızdı.Filiz se daha zarif orta boy da açık kumral dalgalı saçlı, baktıkça insana güzelleşen, kimseyi kırmayan ,insanlarda saygı uyandıran bir zerafet e sahipti.

Genç kızlıkları beraber geçti esra okumak istemedi ailesinin durumu orta haldeydi ,orta okulda kaldı, okulu bıraktı.Hep başkalarının hayatlarına imrendi .Ailesinin kısıtlı bütçesini pahalı kıyafetlere harcamaya çalıştı başka şehirde yaşayan abisinden yengesinden hep kıyafet istedi ,göze çarpmak zengin yakışıklı birini bulup bir an önce büyük şehirlere gitmek istiyordu ,bunun için tek meziyeti güzelliğini kullanmak istedi .

Küçük bir kasabada yaşıyorlardı.herkes herkesi tanır bir laf anında duyulurdu.Esra zengin ailelerin çocuklarıyla konuşmaya başladı,bir tanesiyle bir kaç kere görüştü kendini farklı tanıttı çok havalı ve bilgiç göründü gencin bu hiç hoşuna gitmedi dalga geçti aramadı bidaha.

Filiz 14 yaşına girdiği sene çok serpildi güzelleşti ,ağır başlılığı ve herkese saygılı davranışıyla talipleri olmaya başladı.lise 2 ye geçtiği sene karşı komşunun erkek kardeşi geldi lise bitmiş askerden gelmiş üniye hazırlanıyor ,evde özel ders veriyordu.İlk gördüğü anda hoşlandılar ,bakışmaları aylarca kaçamak olarak uzaktan uzağa oldu.Genç bir kaç kere konuşmak istedi ama filiz hiç cesaret edemedi,utandı.Mahalede hep beraber top oynadılar ,çay içtiler sohbetler ettiler,kimse bilmedi .Üvüversite sınavına girdi,güzel geçmişti,filize konuşalım dedi,merdivenlere oturup iki dakika konuştular.kazanırsam gideceğim beni beklermisin dedi filiz sadece kafasını salladı başka tek kelime etmediler,ne aşk sözcüğü,nede başka bir şey okadar ,kelimelere ne gerek vardıki ...

Esra fabrikada işe başladı,onu akşamları eve ustası bırakıyordu ,ustası pek de hoş bir nama sahip değildi ,birkaç kadınla lafı anılmış bununla övünen orta yaşta çuk çocuk sahibi bir pislikti.fabrikaya ankara dan genç bir mühendis geldi .esranın hayalerini süsleyen uzun boylu esmer ve yakışıklı arabası vardı belliki zengin dide.Gözüne takılmak için uğraştı ve görüşmeye başladılar ,mektuplar yazıldı.Resimler çektirdiler geceleri bile buluşmaya başladılar.Fabrikanın deposunda basıldılar.kıyamet koptu,ustası takip etmiş vve basmış tı herkes duydu .mühendis evliydi esra inanmadı ,ama hiç haber vermeden kaçtı gitti esra bidaha ulaşamadı.Dedikodu aldı yürüdü ustası bende birlikte oldum onunla dedi,herkeste şüphe bıraktı,abisinin yanına gönderildi ,kimsenin yüzüne bakacak hali kalmamıştı .

Filiz sınav sonucunu beklerken bir sabah iki asker geldi ,filiz in sevdiğini aldılar götürdüler ne oldunu anlamadı sonra duyduki amcasının kızını iğfalden ve hamile bırakmaktan hapse atılmış .Evlenirse hapisten çıkabilirdi ama asla kabul etmedi iftira oldunu söyledi,ona hiç bir zaman el sürmedini başkasının çocuğunu ona yıkmak istediklerini söyledi.ona kimse inanmadı.hapisteyken hukuk fakültesini kazandığını öğrendi ama gidemedi .Bir hayat böylece söndü kim doğruyu söylüyordu bilinmedi ama 12 yıl hapiste yattı asla onunla evlenmedihep suçsuzum dedi çocuğuda kabullenmedi,filiz onunla bidaha hiç konuşamadı,bir yıl sonra kendisiniçok seven biriyle nişanlandı bir yıl nişanlı kaldıkları sürede ona alıştı saygı duydu .

Esra abisinin yanındada bir askerle konuşmuştu abisi duyunca çok kızdı ve memlekete geri gönderdiler akrabalarından biri istedi kısa boylu tombul ve sarışındı işi de evide yoktu esra nın hayallerinin tam tersi,
filizin nişanlısıda uzun esmer ve yakışıklı iyi bir isi olan geleceği parlak fırtına gibi biriydi.

Esra filizden iki ay önce evlendi.çok çalışmak zorunda kaldı eşi hiç bir şeyi umursamayan ve rahatına düşkün biriydi,yıllar onu çabuk çökerrti 10 yıl sonra çok zayıflamış suratı çökmüş iyice kararmış tı .eşi hep filiz in hiç değiş mediğinden hep ilk günkü kadar güzel olduğundan bahseder onu deli ederdi.

Filiz kayın valide si ve kayın pederiyle yaşadı birkaç yıl ama hiç saygısızlık etmedi biraz sıkıntı çekti ama sonunda rahat etti .ikisininde bir kızı oldu,kendi hayallerini onlarda yaşatmaya çalıştılar.
Esra kızını iyi bir av yakalaması için eğitti liseyi zor bitirdi ama oda fakir bir aileye gelin gitti neden oldunu kimse anlamadı çarçabuk evlendil sevdiği varmış tartışmışlar ona inat yapmış ,ama şimdi mutlu ikiside çalışıyor geçiniyorlar

Filiz kızını iyi yetiştirdi okudu hala daha okumakta kendine güvenli ayakları üstüne basan biri oldu.

YASEMİN e hayatında başarılar

Yasemin çalışmak , geleceğinin garanti altında olması gerektini söyledi ablasıyla konuşmuştu ablası bunun nereye kadar süreceni bilemezsin çalış yada kendine bir şeyler al ıleride gençlik kalmayınca kimse yanında olmaz,demişti haklıydı.Faruk bey her ay düzenli gelir vermeyi,birde araba almayı önerdi yasemin hayır dedi .Bir şeker fabrikasında iş buldu,işi fena değildi sigortası vardı maaşlar zamanında ödeniyor havtada iki gün tatil ,yeni çevre arkadaşlar .parasına hiç dokunmadı olduğu bibi bankaya koydu.4 yılı sonra uygun bir ev faruk beyinde yardımıyla aldı.

Faruk bey eve daha az uğrar olmuştu herhalde yeni bir gözdesi vardı,umrunda değildi yasmin in.tartışmalar arttı işten çıkmazsa ilişkilerinin biteceni söyledi ,işten çıkmadı ,ayrıldılar bir kaç ay daha para vermeyi sürdürdü,sonra aramadı sormadı.6 ay sonra işçi çıkartmaya başladılar oda çıkartılanların arasındaydı,tazminatını aldı bir mühlette işşizlik maaşı aldı,parasını idareli kullanıyordu ama nereye kadar iş aradı kolay değildi orta okul mezunu bile değildi.

Gazetede bir ilan gördü evinden sohbet et para kazan ne kadar konuşursan okadar para .ilanı aradı .telekızlık gibi birşeydi ama görüşmeden ,sesi güzeldi erkekleri de iyi tanımıştı ,müşterisi arttı devamlı konuşanlar oluyordu,bazen odasında, bazen mutfakta,bazende bahçede ne önemi vardıki nasılsa onu gören mi vardı görseler belkide yüzüne bakmazlardı.

Kardeşi hasan ünüversiteyi kazanmış yanına gelmek istiyordu sevinçle tamam dedi...Sarıldılar ,alıştılar birbirlerine, okuluna gidiyor ,bir birlerinin hayatına müdahale etmiyorlardı. Telefondaki işi olmasa çok zor durumda kalacaktı.bir kaç kişiyle realde görüştü.Hayat onun hayatıydı kim ne karışırdıki.Sonunda iş buldu çalışmaya başladı....

Onunla yeni işinde karşılaştım .bizimle bir sezon çalıştı,ilk anda insana itici gelen çirkin sayılabilecek zayıf uzun bir kızdı ama konuştukça yüzü sanki beyazlaşıyor sohbetine doyum olmuyor saf kalmış aslında zeki bir kızdı olmayacak şeylere kafası çalışır bazende öyle safça soru sorardıki bakakalırdım bu kadar mı olur diye. telefon görüşmelerini hep sürdürdü,kulagında kulaklık işini yapardı mırıl mırıl hep konuşurdu ben ve bir arkadaşımdan başka bile olmadı,soranlara müzik dinliyorum derdi.Bir kaç tanınmış insanlarla bile konuştunu söylerdi.Bir öğle vaktinde canlı yayını aradı şarkı istedi öyle bir ustalaşmıştıki konuşmalarda ,sesi hepimizi şaşırttı,dj onu geri aradı buluşmak istedini söyledi,pes dedik bu kadar olur .bizim bir senemizi renkli geçmesini sağladı,yeni sezon başladığında çağırmadılar onu sık sık andık,bir kere gördüm aynı cıvıltıda yeni bir iş bulmuş ve yeni birde sevgili hayatından memnundu. belki bunu okuyanlar onun kötü bir kız bizim adet ve göreneklere ters oldunu söyleyecek,ama kimse şartların kimi ne duruma getireceğini bilemez Etrafımızda saygın gibi görünen bazı kişilerin Yasemin den bin beter olduklarını biliyorum ama kimse duymuyor ya görmüyor ya gerisi önemli değil

bana yasemin insanları yargılamamayı öğretti ,bizim başımıza neler geleceğini bilebilirmiyiz ,her insan kendi hayatını yaşar günahıyla sevabıyla.....
Çok uzattım biliyorum affınıza sığınırım ..buluşmak üzere

unutmadan onun hayatında ıyı bir katkım oldu okula yazıldı orta okul diplamasını almış şimdi lise için uğraşıyordu eminim onuda almıştır ondaki yaşam sevinci üniversite bile okutur...

15 Haziran 2010 Salı

Yasemin in yol ayrımı

O günden sonra yasemin hiç bir şeye ağlamadı ve aldırmadı ,hayattan hiç beklentisi olmadı umutta beslemedi.cengizi uzaktan izledi eşininde haberi olmuştu bu olanlardan gelip geçerken çok kötü bakıyor söyleniyordu.yeğeni yaşına girmiş ablası daha rahatlamış ona fazla ihtiyacı kalmamıştı.iş aramak istedini söyledi birkaç işe baktılar,tezgahtarlık yaptı ama yorucu ve parası azdı.bir ilanda otobüs hostesi arandını okudu başvurdu uzak yol için gelebilirmisin dediler tamam dedi parası boldu işin.Ablası pek rıza göstermedi başına çok iş gelir böyle işler zordur dedi ama yasemin neyim var kaybedecek daha ne gelecek başıma dedi ve yeni işine başladı.


Birkaç ay işi gayet yolunda gitti doğuya sefer yapılıyordu,çeşit çeşit insanlar oluyor kimi kibar kimi huysuzdu sarkanlarda oluyordu alanen teklif de edenler,şöförlerde bazen farklı oluyordu.Ortaklardan biri olan faruk bey arada bir şöför olmadığında sefere çıkıyor ona daha iyi davranıyor uzun uzun sohbetler ediyorlardı.faruk bey evli yetişkin çocukları vardı bir kızı yaseminle neredeyse yaşıttı,Baba şevkatini onda bulmuştu yaşına göre gayette dinçti bir keresinde sormuştu beni yaşlımı buluyorsun diye ,alıcı gözle bakmış hiçte yaşlı dğildi.

Ablasına gittiğinde birkaç kere cengiz konuşmak istedi ,birkere buluştular ona sımsıkı sarıldı hiç unutamadını gizlice görüşebilme imkanı olup olmadını sordu yasemin cevap vermedi.Yola çıktığında faruk bey şirkete ortak oldunu ondan ne isterse yapabileceğini,paranın sorun olmadını yeterki sevgilisi olmasını söyledi.

Yasemin olur dedi ama bir şartım var,Kızımı bulursan ve bana getirirsen tamam .Faruk beyin çevresi geniştri nerde yaşadını ve adını bilince gerisi kolaydı.bir gün tamam dedi buldum eski kocanla konuşmaya gidiyorum gel dedi.

Yola koyuldular faruk beyin kendi arabasıyla .onun bu kadar varlıklı oldunu düşünmemişti ,bu lüks hoşuna gitmişti.Kasabaya girdiklerinde etrafı hatırladı 3 yıldan daha fazla olmuştu kızı nasıl büyümüştür yol boyunca bunları konuştu beni hatırlarmı, ben hatırlarmıyım evlerini buldu ,kapıya vardı çaldı zili.

Başında arkadan eşarp sarılı bir kadın açtı sarışın ve biraz kiloluydu ,gözlerini kıstı baktı kimsiniz dedi,ve yasemini görünce tanıdı.yasemin senmisin,ne işin var burada

Hacer seninle bir işim yok kızımı görmeye geldim onu istiyorum .Hacer- bu benim yapacağım bişey degil beni anası sanıyor ,bu sene sonunda okula başlayacak ona nasıl deriz hem git bunu receple konuş ben bişey diyemem dedi,

Recep çağırıldı çok kızmış yaseminin üstüne yürümeye çalıştı ama faruk bey kolunu oyle bir kavramıştıki kımıldayamadı kulağına bir şeyler şöyledi bir kenara çekti konuştular.kızını

Kızını gördü uzamış ve güzelleşmişti oda esmerdi ama güzel esmerlerden yasemin kızıyla gurur duydu ama annesi oldunu söylemedi abla dediler uzaklardan gelen bir abla ,resim çekildiler arada bir görmek ve senede bir kere götürmek üzere anlaştılar,ileride yaşı biraz daha büyüyünce anlatacaktı şehre döndüler mutluydu kızını görmüştü

Faruk bey sana ev tutacağım ve orada eşim olacaksın dediişede çıkmayacaksın artık.yani metresin mi dedi hayır eşim ama resmi nikah kıyamam benim 26 senelik eşim ona bunu yapamam seni anlatacağım ona kabul etmek zorunda etmezsede kendi bilir seni seviyorum ,seninle yaşamak istiyorum.....

Ev tutuldu ablası hiç hoş karşılamadı ama karışmadıda ,lüks bir semtte ve iki katlı bahçeli bir ev,dayandı döşendi.

Yasemin faruk beyle evlenmeden bir işim var diye düşündü ,aklında ruhunda ve kalbindeki kişi,cengizi çağırdı bir otel odasında buluştular .Sabah ilk ışıklar yanıncaya kadar birlikte oldular ruhunu doyurdu bedenini tüketti kalbinden çıkmamak üzere derinlere gömdü sanki ilk kez birlikte olacak biriydi bunu sevgilisiyle olsun istemişti,kendince öyleydi,o bakireydi ve sevdigiyle olmuştu....

Evine yerleşti faruk beyde haftanın beş günü geliyordu hafta sonları ailesinin yanında geçiriyordu,rahatı yerindeydi bankada parası ,haftada bir gelen temizlikçisi giymediği kıyafetleri,ama istediği bu muydu canı sıkılıyordu,bunalmaya başlamıştı...

14 Haziran 2010 Pazartesi

Yasemin in cengizi

Cengiz ailenin iki kızdan sonra gelen tek oğluydu ve fazlasıyla üstüne düşülüyordu,ve babasının onunla ilgili planları vardı kardeşinin kızını alacaktı ona çok önceden buna karar verilmişti..ablası yasemine bunları anlattı,ama inanmak istemedicengiz onu seviyordu ya gerisi okadar önemli değildi aşk herşeyi halleder diye düşünüyordu.
Bir gün yasemin in ablası ve eniştesi cengiz in babası tarafından küfür ve hakarete maruz kaldı. Haklı olarak yasemin e cengizi unutması birdaha görüşmemesi söylendi.
Birkaç gün görüşmediler,cengiz işaret etti sokagın sonuna gel diye.gittiğinde cengizi bir motosiklet üstünde gördü ,nekadarda yakışmıştı,arkasına bindi sımsıkı sarıldı beline uçuyorlardı sankidünyayı unutmuşlardı ,oyle çok gittilerki ormanlara doğru gidiyorlardı ,arkasından gelen arabayı hiç farketmediler takip edenide.önlerine bir araba çapraz durunca durmak zorunda kaldılar motor toprak yola devrilmişti.Üç adam indi birisi cengiz in babasıydıönce cengize bir kaç tekme ve tokat attı.arabaya soktular ,sonra cengizin babası yasemin e oyle bir dayak attı ki bütün yüzü kandan görünmüyordu,dudakları patladı bir kaç dişi yerinden oynadı ve üstünü yırtarak çıkarttı ayakkabılarını da aldı bir daha cengize yaklaşırsa onu dağa kaldıracagını dul bir or.... unun oğluyla ne işi olacağını bu son ihtarı oldunu soyledi,ve onu iç çamaşırlarıyla yol kenarında bırakıp gittiler.

Belki bir saat belki daha fazla olduğu yerde yattı .Yavaşça toparlanmaya çalıştı,sendeleyerek yürümeye,gözleri şişmiş birisi neredeyse kapanmıştı.düşünmeden yürüdü .bir araba geliyordu arkasından,bakmadı araba durdu ,birisi ne oldunu sordu cevap vermedi ,bir kadın indi kollarına girdi,bayılmıştı.

Gözlerini hastanede açtı,bir hemşire ne oldunu sordu,bilmiyorum dedi.polis sordu,geziyordum birileri kaçırmak istedi direndim dayak yedim arabadan attılar dedi.konu kapandı evine haber verildi Ablsı geldi aldı,hiç konuşmadı..

Hiç evden dişarıya çıkmadı.Cengiz evlenıyordu,eve kızın çeyizi serilmiş gelen giden bitmiyordu,O gün davullar çalındı ,oyunlar oynandı gelin ve damat arabadan indi cengiz kafasını çevirdi yaseminin penceresine baktı ve yürüdü eve doğru..cengizin odasınınışığı geç saatlere kadar yandı herkes evi boşalttı hatta annesi ve babasıda genç çiftte başbaşa kalması için izin verdiler akrabalarına gittiler,yasemin hiç kımıldamadan baktı perdenin ardındanve geç vakitte ışık söndü.....sabaha kadar hiç kımıldamadı ağladı ağladı....

13 Haziran 2010 Pazar

Yasemin aşık oldu

Yakışıklıymış dedi..kısacık simsiyah saçları, güneşten yanmış esmer yüzü ,siyah kaşlarının altındaki kısılmış gözleri çevreleyen uzun kirpikler..Babasına sarıldı,anasına ve daha orada olan bir çok kişiye.ne kadar seviliyordu ne güzel gülüyor,dişleri bembeyaz....

Yasemin günlerce uzaktan seyretti.hergün onu görmek için yaşıyordu sanki ,gelen gidenleri çok tu kızlarda geliyordu ,çok güzel kızlarr..Aynada kendine bakmaya başladı ,uzamıştı ,birazda kilo almıştı o kızlar kadar güzel değildi belki ama yinede çok çirkinde degildi,daha güzel giyinmeye çalıştı.hergün banyosunu yapıyor şaçlarını sık sık tarıyor ,hele dişlerini belki 30 kere fırçalıyordu onun ki kadar beyaz olmalıydı.Yeğenini aldı gezdirme bahanesiyle bahçe kapısında oyalandı .geliyordu,ilk kez bu kadar yakından görecekti,yaklaştı kapıdan geçerken merhaba dedi...ne kadar sıcak sesi vardı tını oyle etkileyiciki ..yasemin yutkundu cevap veremedi,başını salladı..

Mustafa abinin akrabasımısın burda yaşıyorsun galiba dedi..Cesaretini topladı tiz bir sesle evet..baldızıyım ablama yardıma geldim.
Adım cengiz, senin ..Neslihan..ne sıcak eli var nekadarda yumuşakk hayır sert dedi sonrada acaba seslimi söyledim diye korktu..

O günden sonra sık sık karşılaştılar ayak üstü lafladılar ..Aşk bu diye düşündü O hadi uçurumdan atla dese atlardı .cengiz belki onu komşu kızı olarak görüyordu ,olsundu konuşuyordu ona gülüyordu yaa yeterdi...
İstanbulu nekadar gezdin dedi,hiç dedi ozaman birgün gezelim olurmu seni dolaştırayım biraz ..Dünyalar onun oldu.

Ablası yardım etti hazırlandı beyaz bir elbise giydi topuklu beyaz birde arkası açık ayakkabı.. biraz ruj ve rimel aynada tanıyamadı kendini.ben güzelim dedi güzell..güzel..

cengiz ogün ona hayranlıkla baktı ,dolaştılar küçük bir çay bahçesinde konuştular başından geçenleri bütün samimiyetiyle anlattı,cengiz anlamıştı bu yaşta bu kadar acı ..elini tuttu..

11 Haziran 2010 Cuma

Yasemin in İstanbul a gelişi

Öğleden sonra İstanbul sınırından girmişti otobüs negüzel binalar vardı nekadarda yüksek, heryer araba dolu .Hayran kalmıştı heryer insan doluydu ,burada artık mutlu olabilirim diye düşündü,otobüs terminalde durdu.

Elindeki adresi birkaç kişiye sordu ,bir taksici götüreyim bacım dedi ,ama korkuyordu artık annesi tembih etmişti kimseyle biryere gitme orada kaçırırlar seni diye.Sonunda cesaretini toplayıp babacan görünümlü bir taksi şöförüne yanaşıp adresi verdi ,yola koyuldular birçok ara sokaklardan geçip bahçeli iki katlı bir evin önünde durdu,burası kızım dedi parasını ödeyip indi.

Kapının zilini çaldı.bekledi,ablası nekadarda değişmişti daha uzamış ve kilo almış ..Yasemini sıcak karşıladı sarıldı öptü..Okadar rahatlamıştıki...Uzun uzun konuştular onun kadersizliğinden ,başına gelenlerden,kızından ..ablası eşini seviyordu ama hamileliği zor geçiyor iş yapması yasaktı.evde başka kimsede yoktu,eşinin ailesi köyde yaşıyor ,komşulardan başka yardım edeni yoktu eşi bir fabrikada çalışıyor çok geç saatlerde geliyordu.

Çabuk alışmıştı sıcak bir ev eniştesi sessiz ve çalışkan biriydi.Yasemini kardeşi gibi kabul etti.Komşularla görüşmeyede başladılar ,yalnızca karşı komşuları biraz zengin ve havalıydı yaseminin geçmişini öğrenmiş hor görmeye başlamışlardı.Ablası dogum yaptı bir oğlu oldu ,yasemin canla başla heryere koşturuyor yeğenine ,ablasına bakıyor evinde bütün işlerini yapıyordu. Karşı komşuda bir telaş vardı öğrendiki askerden oğulları gelmiş ,babası davul çalarak karşılamışş ne güzel diye baktı araba durdu ve içinden bir genç çıktı....

10 Haziran 2010 Perşembe

Yasemin in dönüşü

Zeynep i de kendisi gibi kara kuru bir bebekti ,onu hiç emziremedi sütü hiç olmadıki ..emzirecek göğsüde yoktu ,kocası ne bunlar boyle nezaman senin memen olacak ceviz gibi senden karımı olur derdi ...Kocası işlerini düzeltmişti bir arkadaşıyla bakkal dükkanı açtı. Dükkana gelen giden de artmıştı .kocası artık ona el sürmüyordu ama kızını seviyor du ya ona yetiyordu .Zeynep zayıf ama güçlü bir çocuktu.akıllıydıda 2 yaşına girmiş babası onu kucağından indirmiyor bakkala bile babasıyla gidiyor anneye bağımlılığı azalıyordu ve dillenmeye de başlamış hacer abla diye konuşuyordu ,kim bu hacer diye sordu kocası sana ne dedi....
Bir gün hacerin kim olnu anladı..kocası ona nikah yapmıştı . seni aldıgım yere götürüyorum dedi hadi hazırlan ben evlendim ...
Çok ağladı kızım dedi ama nikahı yoktu ve ana adı hacer yazılmıştı ne bilirdiki böyle işleri..alınmıştı, kullanılmıştı ve şimdi birşey olmamış gibi geri gönderiliyordu.İte kaka arabaya bindirildi,yolculuğu tekrar başlamıştı...

3 Yıl önce bindiği yere ,indirdiler onu ..Arabanın arkasından oylece baktı.hiç ağlamadı evine doğru yürüdü ...bir kaç komşuyla karşılaştı yüzüne garipce baktılar..Bahçede annesi oturuyodu elinde bir örgü yanındada bir genç kadın vardı..
Ana kız baktılar ve sarıldılar ,sarıldılar ve saatler gibi gelen gözyaşları...
Anası onu aylarca aradığını ama hiç iz bulamadıklarını şöyledi .Yaseminde başından geçenleri anlattı,ama oraya kaçmak için gittini demedi zorlan dedi .zaten zorlan olmamışmıydı son anda caymıştı yaa yalan da değildi.


Yanındaki genç kadın abisinin eşiydi evlenmişti, ablasıda evlenmiş istanbula gelin gitmişti bir abiside askerdeydi, küçük kardeşi hasan da 5 ci sınıfa geçmişti anası anlattı.Akşama doğru babası geldi ,hiç bir şey demedi ,yüzünede bakmadı.Gece oldu salona sedire yatak serdiler ona ,ama bütün gece babasının ,anasına ne işi var burada hangi yüzle geldi ben bunun yüzünden milletin yüzüne bakamıyorum ,defolsun gitsin dedini duydu daha fazla duymak istemedi yastını kulaklarına kapattı,ağladı ağladı zeynebini düşündü .....


Karar verilmişti ablasına haber salındı ,ablası zor bir hamilelik geçiriyordu ona yardımcı olmacı için istanbula gidiyordu.Otobüse bindirildi,elinde adresin yazıldığı kağıt küçük bir çantayla ve bu kez umutla yola çıktı...

9 Haziran 2010 Çarşamba

Yaseminin yeni evi

Ne kadar yol gitmişti hiç anlayamadı arada bir duruyor ihtiyaç molası veriyor ve yine devam ediyorlardı iki adam ön koltukta oturuyor ,güyor yine konuşuyorlar arada bir kafalarını ona çeviriyor yine gülüyorlardı...hani bu adamın dişleri çok güzeldi..ne kadarda çürük dişi varmış,üstelik ağzıda kokuyormuş..bir kaç kez arkaya yanına oturdu o koca ellerirle etini çimdirdi.canı yanmıştı o gülerek nasıl hoşuna gittimi diye soruyordu....sanki dilini yutmuştu sadece bakıyordu ..Bir günmü yoksa daha fazlamı gitti anlamadı gözlerini açamıyordu ekmek biraz peynir vermişlerdi ağzına koymaya gücü yetmiyordu koltuga dökülmüş heryer kırıntı dolmuştu hava iyice kararmıştı durdular.İn geldik dediler,kımıldayamadı şaşkınlıkla yüzlerine bakıyordu.Hadi diye tuttular kolundan çekiştirdi çıkarttı.karanlıktı görünmüyorduda bir ışık yandı evden kapı açıldı şişmanca bir kadın geldi.
Kim bu..niye getirdiniz ..daha çocuk bu..
Ne çocuğu be kendisi istedi beni, kaçalım diye yalvardı.bana karı sana gelin işte ..karnımız aç ..sonrada yatağı yap...
Eve girdiler iki divan ve bir masa ,birde soba vardı odada.birde köşede dolap içinde resimler ve bir kaçtanede bardak vardı şaşkınca bacakları titreyerek oturdu..
Kadır bir tepsi içinde bir kapta çorbayla ,ekmek koymuş üç de kaşık vardı. yiyin dedi.Hadi dediler,kaşığı aldı ama çorbayı doldurup ağzına götüremedi..Öbür adam bana eyvallah ,benim yolum var daha dedi ,gitti..
Kadın yatak hazır dedi, bak bu kız başımıza dert olmasın daha pek küçük hasta filan olur,dayanamaz...
Bişey olmazz sen korkma .Yaseminin elinden tuttu odaya soktu.....
Yasemin sabaha kadar kabus gördünü sandı bir canavar saldırmış, kurtlar heryerini yemiş...kımıldayamadı gözünü açamadı.yüzüne birisi üflüyordu ,biraz araladı ,birisi vardı yanında...Fırlamaya çalıştı .ama neden kımıldayamıyordu bağlımıydı yoksa...bakındı hayır..niye çıplaktı ..yanındaki niye yanında ve çıplaktı..yatağada işemişti herhalde,yapış yapış ve ıslaktı..Anlamaya başladı ve hatırlamaya...
Yeni hayatına alışmaya başladı ,başka ne gelirdiki elinden evin işlerini gösteriyordu kaynanası,kötü biride degildi.Ama kocası hiç eski davrandığı gibi davranmıyordu ve çirkin şey,karakarı,karakız diye bağırıyor gün içinde canı nerede isterse odaya sokuyordu..miğdesi bulanmaya başlayınca ,gebe bu dediler ..gebe.. anladıki bir bebeği olacaktı .sevindi.yalnızca onun onu sever onunla oynardı..bir bebek acba sarısaçlı olurmuydu...çok sancılı bir doğum oldu,iki gün bağırdı kıvrandı,doktor çağırmadılar yaşı küçüktü başa dert olurdu.Ve bir kız çocuk dünyaya getirdi..adını Zeynep koydular...

Yasemin in bilinmedik yolculuğu

Daha doğmadan istenmemişti. şüpheler, dedikodular hayatını karartacaktı belliydi .babasının yurtdışına gitmesinden 11 ay sonra dünyaya geldi .anne, baba ve 3 buyuk kardeşlerin hepsi sarışın renkli gözlü iken o aksine kapkara bir kızdı,adını Yasemin koydu anası.Yürümeye başladığında elinden kimse tutmadı arada bir yetişirse anası tutardı,Bir gün abileri babam geldi diye koşuştular ,4 yaşına girmemişti daha, baba neydiki ..bir adam iki abisini ve ablasını kucakladı,oda yürüdü sarılmak istedi ...itti O gözler gökyüzünün renginde olan gözler nekadarda kötü bakıyordu .Yere düştü kalkamadı yalnızca baktı oturduğu yerden.Herkese birşeyler alınmıştı ayakkabılar, elbiseler ablasına kocaman bir bebek ,oğlanlara tabanca.oana bir şey veren yoktu ellerini açtı bana.. dedi bütün gözler ona döndü ama hiç birinin içinde sıcaklık yoktu anlıyordu artık.onada birşey yoktu bunuda anlamıştı.Annesi aldı bahçeye çıkarttı burada oyna sen dedi eline kendi yaptıgı bez bebeği verdi,ama aklı o sarısaçlı bebekte kalmıştı nekadarda güzeldi ablası oynatırmıydıki..Okula başladığında söylenenleri anlamaya başladı kadınlar,arkadaşları ve hatta abileri bu bizim kardeşimiz degil bize benzemiyor ,bu babamızdan değil diyorlardı.Kime soracaktıki babası onu hiç sevmezdi kucağına da almazdı,şekerde almamıştı hiç.Abileri iterdi ,ablası itmezdi ,dövmezdi ama onunla oyunda oynamazdı.Annesinin bir bebegi daha olmuştu bir erkek daha kimse yokken onu severdi biri varsa yaklaşmazdı kucağınada almazdı...Bir bayram sabahıydı 9 yaşına girmişti.çok zayıf ve çok karaydı yalnızca annesi yasemin derdi başka herkes ablası hariç kara kız diye .seslenirdi,babası hiç seslenmezdi yüzünede bakmazdı ya .Bayram sabahında babası herkese yeni kıyafetler almıştı ona yine birşey yoktu annesi birgün önce elinden tutup pazara götürmüş kırmızı bir elbise ve beyaz bir çift de ayakkabı almıştı ,çorapda almıştı ne güzel dantelleri vardı.ama yinede babası onada birşey alsın isterdi .Herkes bayramlıklarını giymiş babasının ve annesinin elini optü babası para koydu ellerine oda uzandı elleri titreyerek, kara gözleri babasına ışıldayarak elini uzattı öptü ama ona para yoktu,olsundu. Annesi- onada bir şey verseydin ya ne olurdu paran mı biterdi- babasının -Babası kimse o versin bu kadar büyüttüğüme şükret- dediğini duydu.Annesine bu olaydan sonra çok kez sormak istedi ama hiç konuşmadı.Bir gün ablasına sordu daha 11 inde yoktu -benim babam kim senin baban degilmiş- diye .O önce yutkundu- bende tam bilmiyorum.. babam çalışmaya gidince buraya arap bir adam gelmiş zeytinliklerde çalışmış anam ona yemek vermiş bir kaç kez konuşurlarken görmüşler,ne bileyim belki gerçek belki yalan senin 11 ay sonra dünyaya gelmen ,ve böyle esmer olman herkesi konuşturdu babam ne inandı nede kabullendi ama ..bilmiyorum işte bana sorma anama sor ,ondan daha iyi kim bilir..- dedi.Orta ikinci sınıfa geçtiği yaz zeytinliklerde çalışmaya başladı oda günlük yöğmiye alıyordu ,dikenler heryerine batıyordu ama olsun parası olacaktı. Ondan başka çalışmaya gelenlerde vardı,uzaklardan gelenler birisi ona daha fazla yakın davranıyordu,ne sıcak elleri, gülüşü vardı.Hergün onu görmek için gidiyordu yaşını 20 demişti ama biri onun daha fazla oldunu söylemişti ne önemi vardı onu seviyordu ya ilk kez biri onu seviyordu.babası olanları duymuştu, ona öyle bir dayak attı ki günlerce yataktan çıkamadı ,zeytine gitmeside yasaklandı ,15 gün sonra sevdigi geldi Ben gidiyorum işim bitti dedi gel gidelim..ne yapacağını bilemedi bilmiyorum dedi akşama hazır ol arabayla bekliyorum ..beklediği yolu tarif etti . akşam oldu kıvranıyordu ne yapacaktı gitsinmiii, kalsınmı . burda onu bi anası severdi .ama orda bir erkek vardı ve onu seviyordu nasılsa bir gün evlenmiyecekmiydi..kıyafetlerini bir çantaya koydu sessizce çıktı ,beklemeye başladı eski bir araba yanaştı biri daha vardı yanında ,hadi bin dedi.. o anda caydı, hayır dedi. binmek istemedi ama çok güçlüydü,kolundan tuttu, ensesinden sıktırdı arabaya soktu.ve bilinmedik bir yola korkuyla bakmaya başladı ....
,

8 Haziran 2010 Salı

YASEMİN

Onu işe başladıgım sabah gördüm benden iki gün önce başlamıştı.biz yeni gelenler 6 kişiydik bayanların giyinme odasında iş kıyafetlerimizi beklerken daha önceden çalışan bayanlar hepimize hayırlı olsun ,hoş geldiniz derken o uzun ve bana çirkin gelen suratı ve yüzümüze bakmayışı dikkatimi çekmişti.
Dünya umurunda degildi her hareketinden belli oluyordu,dolabını açtı önlüğünü sandalyenin üstüne fırlattı ,tişörtünü tek hamlede çıkarttı ,ve ardından pantolonunu iç çamaşırlarıyla sanki plajda gibi rahatça sandalyeye oturdu bir sigara yaktı bazı kızlar ters ters baktı söylenenler oldu ama hiç umurunda degildi yarısında söndürdü altına eşohman üstüne önlük giydi ,kapıyı çrparak kapattı.Arkasından çatlak işte diye biri söylendi .Benim orada işe başlamamı sağlayan eşimin arkadaşının eşi meral iş önlügümüzü verip yukarı kata çıktık ve iş alanlarımız gösterildi.öğlen molasında meral yanıma gelip haydi yemege dedi bir üst kata yemek salonuna çıkktık,sıraya girdik .O karakızda ordaydı çoktan yemeğini almış,kulaklıklar kulagından sarkıyor, konuşuyordu .herhalde telefonda biri vardı.çabuk çabuk atıştırdı yemeğin çoğu bitmemişken yine sigara yaktı içti külünü tatlısının üstüne döktü izmaritide yoğurtun içine attı .Tabletini alıp yürürken birkaç kişinin bu saglam ayakkabı değil,bir yoklamalı dedikleri duyuldu.Duymamış gibi davrandı ,merale bu kim dedim .Adı yasemin 2 gün oldu başlayalı bakma oyle ters davrandığına bir sohbete başlarsa ağzın açık dinlersin herşeyden haberi vardır,feleğin çemberinden geçmiş.Yaa dedim yalnızca ama hiç hoşlanmamıştım,oldum olası kaba ve ukala insanlar beni sinir etmiştir.Zaman geçti aylar oldu işimize ve arkadaşlara alışmıştık Yaseminede alışmıştık oğle paydoslarında konuşuyor bahçeye çıkıyor ve çimenlerde oturup sohbet ediyorduk,yasemin bir resim çıkarttı ve bak bana benziyormu ne tatlı dedgilmi dedi.Baktım 10 yaşlarında esmerce bir kız çocuğu,kim bu dedim .Kızım dedi... yüzüne baktım ,sen evlimisin ,bekar demişlerdi..sen kaç yaşındasınki..kızın kaç yaşında..kızım 11 olacak önümüzdeki ay bende 26 ...Beni 14 yaşımdaken konuştugum adam kaçırdı .o 31 yaşındaydı bende cahildim kaçtık ...Hadi yaa dedim ve anlatmaya başladı ,karışık anlattı sonundan başlayıp çok sonra başını anlattı ben derleyip anlatıyorum .onu dinledikten sonra yargılamamayı öğrendim onun yaptığı hiç bir şeyde mantık yada yanlış aramadım ,hayat bazılarına kendi doğruları olmayı öğretiyor.

6 Haziran 2010 Pazar

İsmet Teyze

Kayınvalidemin 50 yıllık komşularıyla 40 yıllık komşularının düğününe gittik. Kayınvalidem yaklaşık 10 ay önce vefat etti 6 ay sonrada kayınpederim.Komşularıyla görüşüyoruz ve yad ediyoruz rahmetlileri. Hikayenin kahramanı İsmet teyze 80 küsür yaşlarında belki biraz daha fazla ama hala dik ve gururlu uzun boylu yüzü belki güneşten biraz esmerleşmiş iki yıldır biraz titremesi var sebebi beyindenmiş ama öyle dikkat çekecek kadar değil.
Maşallahı var 4 evlat büyüttü en büyüğü erkek 3 sene önce kanserden vefat etti onun 3 oglu ona kaldı anneleri yıllar once en küçük oğlu 4 yaşındayken ölmüştü yetimleri o büyüttü, okuttu,askerliklerini yaptırdı ve en büyük torunuda evlendirdi. 3 kızınıda zar zor hele büyüğü Seher abla 3 kocadan sonra yerini buldu şimdi hepsine destek o, eşide oldukça ıyı çıktı Seher ablayıda başka zaman anlatırım aslında hayatı bır fılm bugun annesını anlatacagım.seher ablayla dügünden çıktık başım çok kaldırmıyor öyle gürültüleri benide bırakın evim yakın dedi tamam dedik aslında araba baya kalabalık; eltim kaynım 3 çocugu ben eşim neyse sığdık tarif üzerıne evini bulduk bizi bahçesinde çaya davet etti yeşillikler altında çayımızı içerken ölen abisinden bahsetti öksüzlerinden ve laf arasında ölen abisinden daha çok herzaman üvey abisini daha çok sevdiginden...hayret ettim üvey abin mi vardı senin babandan mı ...annendenmi...Annemin dedi, anem babamla evlenmeden once başka bir kocaya varmış.. (onların agzından yazıyorum) İsmet henüz 13 yaşına yeni girmiştiki babası 4 saat mesafedeki ramiz beyin oglu mehmete onu verdi mehmet askere gidecekti gitmeden oğlunu evlendirmek istedi bunun içinde ismet uygun görüldü ona hiç sorulmadı hoş sorulsada ne bilecekti işten başka eş nedir sevgili nedir bilecek zamanı olmamıştı ki atın üstünde gelin oldu.Kadın oldu .Asker karısı oldu.Gebe olduğunu öğrendıler ama haber veremediler doğumuna az kala askerden cenazesi geldi ne olduğunu gene anlamadı..Vah yavrum ne bahtsızmış dediler.Ölenin 40 ıncı gününde bir erkek evlat dünyaya getirmiş adını Murat koymuşlar.İsmet daha çocukken 14 üne girmeden anne olmuş yavrusunu bağrına basmış ama ramiz bey oldukça gaddar biriymiş olanlardan sanki İsmet suçlu gibi ona eziyet etmeye başlamış her yaptıgında suç aramış dövmüş,sövmüş,sevmemiş.Kayınvalidesi nekadar engel olmaya gelinini kollamaya çalışsada kocasına karşı oda ezıkmiş,ezik diyoruzda önceden öyleymiş büyükler ne derse o olurmuş ya ..Bir komşusu varmış çocukları olmamış yada olmuşda ölmüşmü bilen yok,o sever ve acırmış İsmet geline. Komşu bir akşam vakti bir konuşmaya şahit olmuş...Ramiz baba 2 adamla gelini için pazarlık ediyormuş şu kadar daha para verirseniz alın gidin tamam demişler dere kenarındaki tarlanın yanından ertesi gün kaçırılma planı yapılmış. Komşu eşine anlatmış bir bahaneyle ismeti avluya çağırmasını istemiş.Bak kızım seni çok severim bilirsin ama bir şey yapmaya gücüm yetmez seni yarın kaçıracaklar ama bile bilede buna seyirci olamam sen yarın ne diyorlarsa yap tarlaya git şüphelendirme ben bir atla yakınlarda olacagım sana ıslık çalınca oldugum yere gel ve kaç baban bu durumda bırakmaz herhal sakın benden bişey deme başıma sarma pislik adamdır bu,benden bu kadar şimdi git çocuğunu öp kok onu alamazsın sonra zaten bakamaz sana verirler sen canını kurtar ...demiş İsmet bütün gece düşünmüş 2,5 yaşına daha yeni girmiş muratı kokmuş,öpmüş saçından almış 4 tel, kazagını almış ustune yemek dokulmüş ama evlat kokuyormuş sabah olmuş gün ışımadan kalkmış sabah aşını hazırlamış ıkı kaşık çorbayı yutamamış ama kimseye bişey diyememiş ramiz bey iyice doyunmuş geline hade tarlaya demiş İsmet muratını birdaha öpmüş iyice sarılmış ramiz bey bir tekme savurmuş geline yürü diye ...Dere kenarındaki tarlaya varılmış çapaya başlanmış beyde agaç dibinde tütününü tüttürmeye başlamış güneş iyice çıkmış tepeye ve adam kalkmış sen çalışmaya devam et demiş ben şimdi geliyorum yola doğru yurümeye başlamış ismet ardından bıraz ilerlemiş ,3 adam uzaktan belirmiş yanına gelince konuşmaya başlamışlar sesleri belli belirsiz duyuluyormuş adamlardan biri bir tomar parayı vermiş ramiz bey saymış tamam demiş şu yukarıdaki tarlada çapa yapıyor çullanın tepesine bağırırsa ıkı çarpın alın gidin ben görmedim kaçmış derim..ismet bu duyduklarından okadar korkmuştuki bacakları onu taşıyamayacak gibi oldu titreyerek tarlaya döndü bakındı oraya buraya bıraz ilerde komşuyu ve atını gördü koşarcasına vardı yanına komşu hadi kızım allah yolunu açık etsin durma git dedi.ismet dururmu ok gibi fırladı koyluk yerde herkes bılır ata bınmesını atın yularını köyüne çevirdi 4 saatlik yolu 2 saate kalmadan gitti babasının avlusuna indiğinde atının agzından köpük geliyordu ama onu düşünecek halimi vardı kapısını vurduu anacığı açtı sarıldılar..babasıda içerdeydi kapıya çıktı baktı ters ters ne işin var diye anlattı ama babası inanmadı bu evden çıktın bir kere dedi artık onlarınsın..yıkıldı ismet kız,amcası duydu olanları yengesi merhametliydi İsmet kızda emeği çoktu sözünüde dinlerdi amcası aldılar ismet kızı çok ugraştılar ama muratını alamadı ramiz bey kin kusuyordu hakında ileri geri konuşuyordu kimileri inandı kimileri duymadı köyden birileri aracı oldu bır delikanlı vardı adı ahmet eş arardı durumu pek yoktu ama çalışkandı bir tek anacığı vardı oda hastaydı bir kere uzaktan gördü ismet içi ısınmıştı mavi gözleri pırıl pırıl saçları güneşten sararmış sarı bır delikanlıydı olur dedi çok şamatalı olmadan dugunleri yapıldı babası gelmedi anası oturdu oyle ıslak gozlerle kenarda yengesi ve amcası verdiler gururla kızlarını ismet kız kuçuk ama sıcak evinde mutlu oldu koyleride ilk gelin gittigi köyün karşısındaydı bir dere ayırıyordu çamaşırlar orada yıkanırdı bir bebegi oldu oda erkekti adını necdet koydular çocuğu yanında çamaşır yıkarken karşı kıyıda eski kayınpederini görürdü bazen yanında muratı da olurdu ve oradan taş attırırdı sövdürürdü anacığına bakk anan olacak o.....başka piç dogurmuş seni sevmiyor o onun anası kötü kadın o bas taşı derdi olsundu uzaktan da olsa görürdü muratını ..bir kız daha doğurdu adını seher koydular ama hayat zordu küçük bir tarla doyuramıyordu çoğalmışlardı iş aramak için ahmet i yollara koyuldu ıkı ay sonra geldi iş buldum evde tuttum dedi iş gebzede bir fabrikadaydı bir umutla ama gönlünün bır yarısı muratında kalarak yola koyuldular iki göz odalı evde düzenlerini kurdular iki yıl sonra bır kız daha 5 yıl sonrada bir kız daha 4 çocuk oldu hayat devam etti muratı evlenmişti ama anasını hıç istemedi kendi çocukları oldu buyudu ismet kız oldu babanne, annanne hayat onu hiç yıkamadı özlemleri hiç bitmedi ama o bır kadındı anneydi o bizim İsmet teyzemiz şimdi gözümde daha değerli daha büyük ....
İşte boyleymiş sık sık konuştuğumuz normal bir kadın bir komşu teyze ama ne hayat yaşamış aslında her hayat bir film kimisi kısa metrajlı kimisi çok uzun kimi öf ne sıkıcı tekdüze denen,kimide aksiyon dolu dram ve aşk dolu..
Şimdilik bu kadar başka bir hayatta buluşuncaya kadar hoşçakalın......

Başlayalım..

Merhaba.
Belki bunları benden başka kimse okumayacak,yazdığımdan kimsenin haberi olmayacak ama ben yinede duyduğum hikayeleri,gördüğüm yaşamları paylaşmak,onları ölümsüzleştirmek istedim.
Ve bu yüzden akşam kızıma rica ettim banada bir blog açtı.
Öncelikle kendimi tanıtayım.
43 yaşında iki çocuk sahibi evli bir bayanım. Bir kız birde oğlum var.
Oğlum evli bir kız torunum var.
Maddi durumumuz çok şükür yerinde.
Şimdilik birlikte yaşıyoruz,mutluyuz.
5 yıl kadar çalıştım,1 yıldır evdeyim.
Resim sanatını icra etmekteyim. Bunun yanında mefruşat kurslarına gidiyor afacan torunumdan kalan zamanımı öyle değerlendiriyorum..
En büyük zevklerim kızımla oturup sohbet etmek,akşam yürüyüşlerine çıkmak.
Kızım üniversiteye hazırlanıyor.
Oldukça dağınık bir çocuk. Onu alanın kulaklarımı bir hayli çınlatacağından eminim.
O üniversiteye gittiğinde gerçekleştireceği planlarından bahsederken bende kendimi o planlara dahil ediyorum bana çok beklersin diyor hatta evlendiğindede ondan ayrılmayacağımı söylüyorum gülüyor geçiyor.
Yani anlayacağınız ona o kadar bağlıyım.

Özetle;
Blogumuz hayırlı olsun.
Nice güzel hikayelerle buluşmak dileği il.
Şimdilik hoşçakalın..